A Monster Calls’un Connor’ı ve beyaz perdenin diğer “bullying” mağdurları

Bu yazıyı paylaş
İçerik

A Monster Calls’un Connor’ı ve beyaz perdenin diğer “bullying” mağdurları

Yazı: Zeynep Naz İnansal – İllüstrasyon: Sadi Güran
ÖNCEKİ Suni bir geçmiş yaratma peşindekiler: Albüm SONRAKİ Arrival vizyonda: Farklı filmler üzerinden uzaylılarla farklı ilişki biçimleri

Bu ay vizyona giren A Monster Calls’un ana karakteri Connor, okulda sürekli zorbalığa maruz kalınca çareyi bir canavarla arkadaşlık etmekte buluyor. Biz de Connor’dan ilhamla, beyaz perdenin farklı çözümlere başvurmuş zorbalık mağdurlarını masaya yatırıyoruz.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Daniel LaRusso / Karate Kid (1984)

Sinema tarihinin en azimli zorbalık mağdurlarından Daniel, annesinin işi sebebiyle New Jersey’den California’ya taşınmak zorunda kalıyor. Okulun en acımasız zorbası Johnny Lawrence tarafından dalga geçilen ve dövülen karakterimizin kaderi Bay Miyagi’yle tanışmasıyla değişiyor. Ona sıra dışı yöntemlerle karate öğreten Miyagi, birkaç ay sonraki karate turnuvasında Daniel’ın Johnny’i yenmesini ve bu zulümden kurtulmasını sağlıyor. Tabii bir sonraki filme kadar...

Carrie White / Carrie (1976)

Evde dindar annesinin tacizleri ve garip cezalarına maruz kalan Carrie, okulda da herkes tarafından dalga geçilen bir karakter. Karakterimizin asıl belası Chris’in, tüm yaptıkları yüzünden mezuniyet balosuna gitmesi yasaklanınca, bunun acısını da Carrie’den çıkarmaya çalışıyor. Chris ve sevgilisi tüm okulun ortasında Carrie’nin başından aşağı domuz kanı döküyorlar. Öfkeden gözü dönen ve herkesin ona güldüğünü gören Carrie’nin telekinetik güçleri açığa çıkıyor ve kurunun yanında yaşın da yandığı dev bir intikam partisi başlıyor.

Image

Marty McFly / Back to the Future I, II, III (1985-1989-1990)

Efsanevi Back to the Future üçlemesinin ana karakteri Marty McFly, zaman yolculuğu yaptığında bile kurtulamadığı bir zorbayla uğraşmak zorunda kalan, bir karakter. Asla bozulmayan saçları ve garip çetesiyle gezen Biff Tannen, lisede Marty’e, iş hayatında da babasına kendi işlerini yaptırmaktan çekinmiyor. Şiddete de başvuran Biff, Marty’nin karşısına her türlü engeli çıkarmaya kararlı olsa da aslında farkında olmadan Marty’nin anne ve babasını birbirine âşık etmesine ve kendi zamanına geri dönmesine yardım etmiş oluyor.

Cady Heron / Mean Girls (2004)

Cady, tüm ergenliği boyunca evde eğitim görmüş bir karakter. Bu yüzden de liseye başladığında arkadaş olduğu Plastikler grubunun üç tane zorbadan oluştuğunu anlayamıyor. Cady, Plastikler’in lideri Regina’nın eski sevgilisinden hoşlanmaya başlayınca kendini korkunç bir karalama kampanyasının, dedikoduların ve oyunların ortasında buluyor. Regina’ya karşılık vermek için bir plan yapan karakterimiz, ironik olarak kendini de bir zorbaya dönüşmüş hâlde buluyor.

Leonard ‘Gomer Pyle’ Lawrence / Full Metal Jacket (1987)

Kubrick’in Vietnam Savaşı’nı anlattığı filmi Full Metal Jacket, zorbalığın gelebileceği son noktayı gösteriyor. Dünyanın en yaratıcı hakaretlerinin mucidi, ırkçı ve homofobik Çavuş Hartman, koğuşundaki tüm erlere dünyayı dar etse de, en çok üstüne gittiği karakter kesinlikle Er Pyle. Önce kilosu ve beceriksizliğiyle dalga geçtiği Pyle’ı zaman geçtikçe tüm koğuşun nefret ettiği bir figür hâline getiriyor. Kendini yalnız ve beceriksiz hisseden Pyle ise çareyi intihar etmekte buluyor.

Image

Mitch Kramer / Dazed and Confused (1993)

1976’nın Mayıs ayında okulun son gününde geçen Dazed and Confused’da zorbalıktan çeken birden çok karakter var. Mitch Kramer’ı öne çıkaransa liseye geçen herkesi dövmeye karar vermiş Fred O’Bannion’dan kaçmış olması. Tüm film boyunca Fred’den köşe bucak kaçan Mitch, sonunda yakalansa da birçok arkadaş edindiği ve çok eğlendiği bir gece geçirmiş oluyor.

Ralphie / A Christmas Story (1983)

A Christmas Story’nin zorbası Scut Farkus, “bullying”i ciddiye alan, hattâ bunu bir mesai gibi gören korkunç bir karakter. Ana karakterimiz Ralphie’ye ve arkadaşlarına istisnasız her gün işkence çektiren Scut, kürklü şapkası ve yüzünden eksik olmayan rahatsız edici gülümsemesiyle son derece itici. Bunca işkence sonrası cesaretlenen Ralphie’nin Scut’ı dövüp hüngür hüngür ağlatmasının keyif verdiğini de ekleyelim.

Bunlar da var!

Beyaz perdenin zorba hikâyelerinin dahasını isteyenler için, abisi tarafından hayatı dar edilen Kevin’in evde yalnız kalma hikâyesi Home Alone’u, zorbalıkla cadılığın birleştiği The Craft’i, acımasız bir hemşirenin tımarhanedeki hastalar üzerinden zorbalık dersi verdiği One Flew Over the Cuckoo’s Nest’i, hâlihazırda bir cinayet araştırdıkları için korkmuş üç çocuğu yaşına başına bakmadan korkup tehdit eden bir zorbayı izleten Stand By Me’yi ve “zorba” ve “mağdur” ilişkisine bambaşka bir boyuttan bakan Welcome to the Dollhouse’u önerebiliriz.

Image

 

ÖNCEKİ Suni bir geçmiş yaratma peşindekiler: Albüm SONRAKİ Arrival vizyonda: Farklı filmler üzerinden uzaylılarla farklı ilişki biçimleri
Bu yazıyı paylaş