Bu kez daha planlı: King Gizzard & The Lizard Wizard

Bu yazıyı paylaş
İçerik

Bu kez daha planlı: King Gizzard & The Lizard Wizard

Röp: Busen Dostgül - İllüstrasyon: Berat Pekmezci
ÖNCEKİ Farklı duyarlılıklar ve vizyonlar: “Débruit & İstanbul” SONRAKİ Şarkı şarkı: Yeni TSU! albümü

Avustralyalı psikedelik rock grubu King Gizzard & The Lizard Wizard’la son albümleri Nonagon Infinity üzerine...

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Avustralya psikedelik sahnesinin en dikkat çeken gruplarından King Gizzard & The Lizard Wizard, bir yıl içinde yayınladığı üç albümle yerinde duramadığını çoktan ispat etti bile. Geçtiğimiz aylarda gelen Quarters ve Paper Mâché Dream Balloon albümleriyle birçok listede en iyiler arasında yerini alan grubun vokalisti Stu MacKenzie’yle merak ettiklerimizi konuştuk.

Öncelikle Iggy Pop konusuyla başlayalım. Geçtiğimiz ay, BBC Radio’daki programında iki tane King Gizzard & The Lizard Wizard parçası çaldı.

Bunu beklemiyorduk. Gerçekten harika bir şey. Ne diyeceğimi bilmiyorum ama kesinlikle çok iyi bir sürpriz oldu.

Programın ardından Iggy Pop’la konuşmak için iletişime geçtiniz mi?

Hayır. Iggy bence her zaman ne yapıyorsa, bu kez de onu yapıyordu. Müzikler dinliyor, seçiyor ve yapması gerekeni yapıyordu. Kesinlikle çok iyi!

Yeni albümünüz Nonagon Infinity ile ilgili konuşalım. Neler hissediyorsun?

Şu an bir başka video üzerinde çalışıyoruz. Aslında ne olduğunu da çok anlayamadık gibi. Bu albümü tamamlamak için çok fazla zaman harcadık. Gerçek dünyaya dönmek ve albümün yayınlandığını görmek harika.

Festivallerle ilgili planlarınız var mı? Festivallerde çalmayı çok sevmediğinizi, konser salonlarını daha çok sevdiğinizi duymuştum.

Evet, konser salonlarında çalmayı festivallere tercih ederiz. Festivaller bazen çok karmaşık olabiliyor ama sanırım ağustos ve eylül aylarında Avrupa’daki bazı festivallerde sahne alacağız. Durumumuz programımıza göre belli olacak ama bir şekilde her zaman konserimiz oluyor. Evet, genelde böyle oluyor.

Paper Mâché Dream Balloon ve Quarters albümlerini yayınlamanızın ardından son albümünüz Nonagon Infinity ile birlikte bir yıl içinde üç albüm yayınlamış oldunuz. Bu planlı bir şey miydi? Yoksa sürpriz bir albüm mü oldu?

Aslına bakarsanız bu albümü Quarters’ı ve Paper Mâché Dream Balloon’u kaydederken tamamladık. Dediğim gibi bu albüm çok fazla zamanımızı aldı. Neredeyse iki yıl diyebilirim. Nonagon Infinity bugüne kadar yaptığımız albümler arasında en planlı ilerlediğimiz albümdü.

Kaydetmeye ne zaman başladınız?

Sanırım Quarters yayınlanmadan önce başlamıştık. Tam tarihini bilmiyorum ama 2015’in başları olduğunu sanıyorum. Bizim için uzun bir süreçti.

Nonagon Infinity öncesinde yayınlanan Quarters ve Paper Mâché Dream Balloon albümleri, diğer albümlerinize göre daha sakin kayıtlardan oluşuyor.

Evet, kesinlikle diğerlerinden daha sakinler. Aslında vaktimizin büyük bir kısmında Nonagon Infinity için çalışıyor olmamızdan dolayı bu şekilde oldu. Bu iki albümü yapmaya karar vermemizin sebebi Nonagon Infinity’ye bir ara vermek istememizdi. Bu albümde olmayacak veya kafamızı bulandıracak veya karışıklığa sebep olacak kayıtları başka bir şekilde değerlendirmemiz gerektiğiniz düşündük ve Quarters’ı yayınladık. O sıralarda Nonagon Infinity’ye bitti gözüyle bakıyorduk ancak beklediğimiz gibi olmadı ve işler uzadı. Biz çalışmalarımıza hız kesmeden devam ettik ama yine aynı şey oldu. Bu sefer de Paper Mâché Dream Balloon’u yayınlamaya karar verdik çünkü yine Nonagon Infinity albümüne uymayacak fikirlerin ortasında bulmuştuk kendimizi. Böylece, akustik bir albüm olan Paper Mâché Dream Balloon’u yayınlamış olduk.

Quarters’da yer alan parçaların hepsi on dakikalık kayıtlar ve hepsi de bir bütün olarak harikalar. Konserlerinizde bu parçaları nasıl çalıyorsunuz? Albümdeki şekilde mi yoksa daha doğaçlama bir şekilde mi?

“River”ı neredeyse albümdekiyle aynı şekilde çaldığımızı söyleyebilirim. Kayıt versiyonuna en yakın çaldığımız şarkı o. Albümün kapanış şarkısı olan “Lonely Steel Sheet Flyer”ı da birkaç kere çalmıştık. Ama geri kalan diğer iki şarkıyı çok nadir çaldık. “God Is in the Ryhtm”ı sadece birkaç kez çalmayı denedik ama genellikle çok kısa versiyonlar oldu. “Lonely Steel Sheet Flyer”ı daha çok doğaçlama şekilde çalıyoruz.

Yetmişlere ve King Gizzard & The Lizard Wizard’a baktığımda, tekrar eden melodiler, gitar tonları ve daha birçok ortak nokta görüyorum. Sanki o dönemden geliyor gibisiniz. Yetmişlerle aran nasıl?

Kesinlikle çok iyi! Aslında yetmişlere nazaran altmışlardan kayıtlar dinleyerek büyüdüğümü söyleyebilirim. Ama zamanla yetmişlerde yayınlanmış muhteşem kayıtlar da keşfettim.

Bir röportajında Erkin Koray’dan bahsediyorsun.

Evet, benim favori sanatçılarımdan biri o!

O dönemden başka hangi isimleri biliyorsun?

Aslında dinlediğim belli isimler var bu dönemden. Erkin de onlardan biri. Elektronik detayların da olduğu kayıtları şimdiye kadar belki beş yüz defa dinlemişimdir.

Barış Manço?

Evet, onu da biliyorum.  

Peki ya Selda Bağcan?

Evet, tabii ki!

Plak koleksiyonun var mı?

Evet, var ama gruptaki diğerleri kadar çok biriktirdiğimi söyleyemem. Grupta herkesin geniş plak koleksiyonları var. Sanırım en az plağı olan benim.  

Türkiye hakkında bir sorum daha var. Üzerinde Türkiye bayrağı olan bir tişört giydiğini görmüştüm. Bu tişörtün hikâyesi nedir?

Türkiye’ye tatile gelmiştim. Birçok yeri gezdik ve harikaydı. O tişört de hatıra olsun diye aldığım öylesine bir şeydi. Çok derin bir hikâyesi yok yani.

Geldiğinde nereleri gezdin?

Kısa bir süre İstanbul’da kalmıştım. Sonra güneye gittik. İsimleri tam hatırlayamıyorum ama belki Alanya, Antalya ve daha sonra Türkiye’nin ortasında yer alan Kapadokya’ya gittik.

Albüm kapaklarınıza bayılıyorum. Sanırım büyük çoğunluğunu da Jason Galea yaptı. Onunla çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Jason, arkadaşımızın arkadaşıydı ve zaten bir şekilde bir görüştüğümüz biriydi. Bütün albüm kapaklarımızı, birçok videomuzu ve posterlerimizi o hazırladı. Zaman içinde grubun görsel işlerinden sorumlu kişi olduğunu söyleyebilirim. Çok iyi bir sanatçı. Her defasında ne yapmamız gerektiğiyle ilgili bizi en iyi şekilde yönlendiriyor. Müziğinizi görsel bir şekilde yorumlayabilen biriyle çalışmak çok iyi bir his.

“Gamma Knife” videonuzda yaptığınız makyaj da Jason’ın fikri miydi?

Hayır, aslında tam olarak değil. Bu videoda başka bir sanatçıyla, Danny Cohen’le çalıştık. Makyaj yapmamız kimin fikriydi, ne zaman konuşuldu, net hatırlamıyorum ama ikisinden birinin fikri olduğuna eminim. 

Peki konserlerinize bu makyajla çıkmayı düşünüyor musunuz?

Hayır. Çok fazla uğraşmak gerekiyor ve yapması gerçekten zor.

Geçtiğimiz sene Avustralya’da Gizzfest isminde bir festival düzenlediniz ve The Babe Rainbow, The Murlocs, Orb gibi isimleri ağırladınız. Bu sene yeni bir Gizzfest olacak mı?

Evet, hepimiz bu sene bir tane daha Gizzfest yapmak istiyoruz ama belki yılın sonlarına doğru olur. Şu an bir şey diyemiyorum. İsimlerle ilgili düşünmedik bile. Her şey havada diyebilirim ama umuyorum ki yılın sonlarına doğru yapabiliriz.

Image

ÖNCEKİ Farklı duyarlılıklar ve vizyonlar: “Débruit & İstanbul” SONRAKİ Şarkı şarkı: Yeni TSU! albümü
Bu yazıyı paylaş