Silahlar ve güller: Afganistan’ın savaş halıları

Bu yazıyı paylaş
İçerik

Silahlar ve güller: Afganistan’ın savaş halıları

Yazı: Elnaz Bokharachi
ÖNCEKİ Çeyrek asır sonra: Boyz n the Hood SONRAKİ Ankara üçlemesinin son çizgi romanı: Uzak Şehir

Geçtiğimiz günlerde Scotsdale Modern Sanat Müzesi’nde düzenlenen Afgan Savaş Halıları: Orta Doğu’nun Modern Sanatı sergisi üzerinden, Afganistan’da önemli bir sanat dalı ve ifade biçimi olmaya devam eden bu gelenek üzerine.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

İran halkları arasında halı dokuma sanatı binlerce yıl öncesine dayanıyor. Kökeni tam olarak bilinmese de MÖ 4. yüzyılda dokunan ve 1949 yılında Sibirya’nın Altay Dağları’nda İskitli bir soylunun mezarından çıkarılan Pazırık Halısı, yaygın olarak bilinen en eski dokuma halı olarak kabul edilir. İran halkı uzun zamandır halı dokumacılığının öncülerinden, ve Pers dünyasının elle dokunmuş halıları günümüzde hâlâ her kültürün kendine has desen ve stillerini barındıran, tasarım, renk, boyut ve dokuma anlamında özgünlükleriyle meşhur halılardır. Zengin renkler, tekil kenar motifleri ve çiçek desenlerini bir araya getiren ünlü Pers Bahçesi betimlemeleri, Pers kilim ve halılarında en sık tekrarlanan sofistike tasarımlardan biri ve bunun yalnızca bir örneğidir. Yeryüzünde cenneti sembolize etme uğraşındaki Pers Bahçesi, burada Char-Bahg (Dört Bahçe) stilinde resmedilir. Dünya müzelerinde bu halıların pek çok örneği sergilenmesine rağmen, en ünlülerinden biri, İranlı tarihçi Taberi’nin detaylı şekilde anlattığı Sasani hükümdarı I. Hüsrev’in (MS 531-571 arasında hüküm sürmüştür) halısı, İran’ın Araplarca fethinden sağ çıkamamıştır. Bu arada, bölgedeki tüm halıların ulvi meselelerle ilgilendiği sonucuna da varamayız; burada daha dünyevi görselleri resmeden örneklere de rastlanmaktadır.

Image

Image

Scotsdale Modern Sanat Müzesi küratörü Claire C. Carter, kısa süre önce, tank, el bombası, helikopter ve asker gibi imgeleri farklı renklerde, stillerde ve boyutlarda resmeden 41 tane Afgan halısı sergiledi. Aslen Enrico Mascelloni ve Annemarie Sawkins’in organize edip küratörlüğünü üstlendiği Afghan War Rugs: The Modern Art of Central Asia (Afgan Savaş Halıları: Orta Asya’nın Modern Sanatı), geleneksel desenlerle motifleri başlarından salarak yerine şiddet ve çatışmanın hikâyesini ortaya koyanların anlatımlarından oluşuyordu.

İpek Yolu’nun ortasında yer alan Afganistan, bin yıldır ticaretin odağı. Burada, Orta Asya’nın kalbinde, halı dokuma geleneği çoğunlukla ekonomik nedenlerden dolayı ele alınıyor. Halıların ana malzemesi genellikle pamuk, ipek veya yünden yapılan çözgü ipliklerinden oluşuyor. Afganistan’da halı dokumacılığıyla uğraşan birçok farklı insan topluluğu var fakat ana üreticiler çoğunlukla Beluçlar, Zakiniler, Taymanılılar, Hazaralar ve Türkmenler’den oluşuyor. Halının tasarımına karar vermeden önce ilk adım büyük veya taşınabilir bir dokuma tezgâhı kurmak. Dokumacılar ardından yünü topluyor, temizliyor ve boyuyor, tasarımları dokuyor ve çerçeveliyor. Simetrik desenler Afgan halı dokumacılığının mihenk taşı sayılıyor ve bu desenler, savaşla ilgili unsurların gelenekselliğin yerini aldığı savaş halılarında özellikle vurgulanıyor.

Image

Image

1979’daki Sovyet işgaliyle başlayarak Afganistan’ın başından geçen muhtelif istilalar, bu savaş halılarının ortaya çıkışına vesile oluyor. İşgalin Afganlar üzerindeki etkisi, ön saflardan uzak olanlar için bile kaçınılmaz sayılıyor. Gidip gelen Sovyet tankları, silahlı personel taşıyıcıları ve gökyüzünde uçuşan helikopterler neredeyse 10 yıl boyunca günlük Afgan hayatının bir parçası hâline geliyor. 1996’da, Sovyetlerin geri çekilmesinden yedi yıl sonra, Taliban Afganistan’da yönetimi kontrolüne alıyor ve ondan kısa bir süre sonra da ülke yeniden, bu sefer de Amerikan ve koalisyon kuvvetleri tarafından istilaya uğruyor. Sergideki savaş halılarında bu çatışmaların yansımalarını görüyoruz. Açıklamalara göre halıların tam olarak nerede dokunduğu bilinmiyor. Taliban’ın iktidara gelişi, Sovyet işgali sonrasında bir yükseliş yaşayan Afgan diasporasının sayısını daha da artırıyor. Çok sayıda Afganistanlı yerinden ediliyor ve dokumacılar da dahil olmak üzere birçok mülteci İran ve kuzeydoğu Pakistan’a göç ediyor. Bu nedenle sergideki halıların ya Afganistan’da, ya da İran veya Pakistan’daki mülteci kamplarında yapıldığını öğreniyoruz. Tarihler ise başka bilinmezliklere işaret ediyor. Halıların bulunduğu tarihler açıklamalarda yer alsa da çoğu sergilenen halının ne zaman yapıldığını öğrenemiyoruz.

Afgan Savaş Halıları sergisi beş farklı bölümden oluşuyor. Afganistan vilayetlerinin, komşu ülkelerin ve tüm dünyanın haritalarını resmeden coğrafi halılar girişte yer alıyor. Odalara girinceyse gelenleri, halı ve kilimlerin Orta Asya toplumlardaki işlevini ima eden oldukça büyük bir çalışma olan World Map Rug (Dünya Haritası Halısı) karşılıyor. Halının iki çerçevesi var; dışı çiçek desenleriyle doluyken içi farklı ülkelerin bayraklarıyla bezeli. Afganistan’da dünya haritasının bir motif olarak kullanılışı 70’li ve 80’li yıllara dayanmakta. Merhum İtalyan sanatçı Alighiero Boetti’nin, bir keresinde Afganistanlı dokumacılara görsel malzeme sağlamak için İtalya’dan dünya haritaları getirip onlarla işbirliği yapmışlığı var.

Sergilenen halılar, sanatları aracılığıyla tarihi anlatan, vahşi bir tarihi gelenekle birbirine bağlayan Afgan kadınlarının sosyal yorumu olarak görülebilir. 

Serginin ikinci bölümü yerel manzaralara, Cam Minaresi ve Naplu Barajı gibi başlıca anıtlara, yabancı şehirleri ve mühendislik projelerini resmeden 10 tane halıya yer veriyor. Bunlar muhtemelen görsel olarak, dokumacılar ülkelerinden veya kamplardan dışarıya seyahat edemediklerinden ötürü kartpostal ve fotoğraf kaynaklı halılar. Bu bölümdeki halılarda askerî unsurlar çok baskın olmasa da helikopter ve tank motiflerini iki halıda görebiliyoruz. Örneğin Naplu Barajı halısında barajı kuşatan bir grup kara ve hava aracı görenlere Afganistan’daki askeri varlığın artık ülke manzarasının bir parçası hâline geldiğini hatırlatıyor.

Yüz dolarlık banknota yer vererek Batı’nın “pop” sanatına yönelik bir farkındalığı ima eden halılar ve Emanullah Han (İngiltere’den bağımsızlık kazandıktan sonra, 1919 ve 1929 yılları arasında Afganistan’a hükmetmiştir) gibi güçlü politik liderleri resmeden portre halıları da serginin bir başka bölümünü oluşturuyor ki bu portreler Afganistanlıların toplu kimliklerini ve geçmişe olan takdirlerini en iyi yansıtan unsurlar. Hattâ bu tür halılar o kadar tutmuş ki dokumacılar resimsel anlatıma karşı gelen Taliban’ın iktidara gelmesinden sonra bile üretimlerine devam etmiş.

Serginin son bölümü, yalnızca gelişmiş tanklara ve saldırı tüfeklerine yer veren savaş halılarına ayrılıyor. Bu bölümdeki halılarda savaş unsurları hemen göze çarpıyor, fakat ziyaretçilere meydan okuyan ve daha yakından ilgi gerektiren bir halı özellikle öne çıkıyor. War Rug with Helicopters (Helikopterli Savaş Halısı) ilk bakışta savaşa dair herhangi bir belirti bulundurmuyor gibi gözükebilir. Fakat daha yakından bakıldığında, Afgan halı dokumacılığının meşhur unsurları hâline gelmiş el bombaları ve helikopterleri seçebiliyorsunuz.

Galerinin duvarları, beyaza ve maviye boyanmış. Sadece estetik sebeplerden değil. Mavi hem geleneksel Afgan mimarisinde baskın bir renk, hem de burkanın rengini akla getirdiği için sergilenen halıları dokuyanların çoğunun kadın olduğuna bir gönderme yapıyor. Bir yerde, Afgan Savaş Halıları kapsamında sergilenen bu halılar, sanatları aracılığıyla tarihi anlatan, vahşi bir tarihi gelenekle birbirine bağlayan Afgan kadınların sosyal yorumu olarak görülebilir.

Image

Image

Image

Image

Liderlerin, savaşların ve Muhammed Davud Han tarafından gerçekleştirilen 1972 darbesinin yansımaları bu savaş halılarında görülebilir. Sistan’dan Horasan’a, savaş motifleri İran halılarında da kullanılmış olsa da, bunlar hiçbir zaman Afganistan’da olduğu gibi İranlı dokumacıların baskın tasarım unsurlarından birine dönüşmemiştir. Afganistan’ın batı komşusu İran’ın çekişmelere verdiği tepkiler biraz daha farklı olmuştur. Tarih boyunca İran’da itirazın ifadesi büyük ölçüde şiir, edebiyat, duvar resimleri, müzik ve görsel sanatta yankı bulmuştur. Savaş gibi acı konuları, İran kültüründe öteden beri yüce sayılmış bir sanatta resmetmenin çelişkisi, Sissi Farassat gibi İranlı çağdaş sanatçıların çalışmalarında yüzleştiği bir konudur. Avusturya’da yaşayan Farassat, helikopterleri ve başka savaş araçlarını betimlemek için yüzlerce Swarovski kristalini tuvallerine elle dikiyor. Afgan dokumacıların renkli tanklarıyla çiçek şeklindeki bombalarının uyumsuzluğuna benzer şekilde, Farassat, mirasının ve İran halı dokumacılığının süslü estetiğine işaret ederek tarihî travmalara dikkat çekiyor ve savaşın dehşetinin üstünü örtüyor. Fakat Farassat’ın çalışmalarının tersine, Afgan savaş halılarındaki çocuksu desenlerin varlığı, çocuk işçiliğinin bir göstergesi de olabilir. Çünkü hızlı parmakları ve üstün görme becerileri nedeniyle çocuklar bu endüstride sıklıkla istismar ediliyor.

Afgan Savaş Halıları aydınlatıcı ve zorlayıcı; ziyaretçilerine sorgulatıyor ve onları modern Afgan tarihinin belirli olayları konusunda daha derine dalmaya teşvik ediyor. Tarihî bağlamda savaş halıları oldukça iyi anlaşılsa da bu sanat dalının sanat tarihi açısından yapılandırılması konusunda bilim adamları arasında hâlâ tartışmalar yaşanıyor. Bu halıları dokuyanların izini sürmenin zorluğu, tasarımların amacı ve hedef müşterileri bu tartışmanın en önemli unsurlarını oluşturuyor. Dokuma sanatının başlıca amacının yabancı tüketimine yönelik olup olmadığı hâlâ net değil, ama ne olursa olsun, savaş halıları Afganistan’da önemli bir sanat dalı ve ifade biçimi olmaya devam ediyor.

*Bu yazı Eylül 2015’te REORIENT dergisinde yayınlanmıştır.

Çeviren: Leyla Aksu  

Image

Image

Image

Image

ÖNCEKİ Çeyrek asır sonra: Boyz n the Hood SONRAKİ Ankara üçlemesinin son çizgi romanı: Uzak Şehir
Bu yazıyı paylaş