EN İYİ 10 DRAMA DİZİSİ

10. American Gods
Starz’ın uzun zamandır merakla beklenen Neil Gaiman uyarlaması geçtiğimiz ilkbahar aylarında yayın hayatına başladı ve hem hayranların, hem de esere aşina olmayanların ilgisiyle karşılandı.

9. Taboo
1800’lerin başında İngiltere’de geçen bu heyecan yüklü ve son derece gergin dizi, önemli ölçüde hem başrolü, hem de dizinin yaratıcılarından biri olan Tom Hardy’nin omuzlarına yüklenen, etkileyici bir FX dizisiydi.

8. Legion
Yılın sürpriz bilim-kurgu macera dizisi Legion, Bones ve Fargo gibi dizilerde imzası bulunan Noah Hawley’nin yaratıcısı olduğu, seyir zevki epey yüksek bir FX yapımıydı. Dan Stevens, Aubrey Plaza ve Jean Smart gibi isimlerden oluşan oyuncu kadrosu ise cabası.

7. The Deuce
1970’ler New York’unun porno ve fuhuş ortamlarında gezinen sıradışı hikâyesi ve başarılı işçiliğiyle dikkat çeken bu yeni HBO hiti, iki bölümün de yönetmenliğini üstlenmiş olan James Franco ile Maggie Gyllenhaal’u başrole taşıyor.

6. Dark
Netflix’in ilk Alman dizisi Dark, sürpriz bir başarıyla yılın en ses getiren dizilerinden birine dönüştü. Gizem ve merak unsurlarını had safhada önde tutmuş hikâyesi ve çok sayıda karaktere yeterli zaman ve alan açmış anlatım diliyle dikkat çeken dizi, Stranger Things’in tahtına oynuyor.

5. Ozark
Arrested Development sonrası yazıp yönettiği ve oyuncu kadrosunda yer aldığı dramedi ve komedilerle tanıdığımız Jason Bateman’dan kapkara ve etkileyici bir suç dizisi çıkacağı kimin aklına gelirdi ki… Breaking Bad’le yan yana tutulacak kadar onurlandırılan bu nefis Netflix dizisinde Laura Linney de döktürüyor.

4. Anne with an E
Yılın belki de en naif ve sevimli yeni dizisi Anne with an E, klasikleşmiş Anne of Green Gables romanını merkez alan ve 19. Yüzyılda küçük bir kasabaya evlatlık gelen yetim kız Anne’in hikâyesine odaklanan şahane bir Kanada dizisi. Büyüme hikâyelerine meraklı dönem işi tutkunları ıskalamamalı.

3. Room 104
Amerikan bağımsız sinemasının medarı iftiharlarından Duplass Kardeşler’in yaratıcısı olduğu, özgün ve heyecan verici bu antoloji dizisi, her bölümü aynı otel odasında geçen, birbirinden ayrı türde, bambaşka kahramanları merkez alan farklı bir hikâye anlatan, yaklaşık yarım saatlik bir HBO harikası.

2. The Handmaid’s Tale
Yılın en çok övülen, ödüllendirilen ve seyirci sevgisi de kazanmış yeni dizilerinin belki de başında gelen bu Hulu dizisi, Margaret Atwood’un aynı adlı romanından uyarlanan ve başroldeki Elisabeth Moss’un harikalar yarattığı, sarsıcı ve son derece sinir bozucu bir distopik dram.

1. Mindhunter
Televizyonun geldiği noktayı, en çok da reji meziyetleri açısından gözler önüne seren 10 bölümlük bu enfes Netflix dizisi, ilk iki ve son iki bölümüne David Fincher’ın muazzam bir imza attığı ve Asif Kapadia, Tobias Lindholm ve Andrew Douglas gibi yönetmenlerin de en az onun kadar iyi işler çıkardığı bir gerilim harikası. 1970’lerde FBI’ın içinde kurulan ve suçun kaynağına inmek için dönemin en kan donduran cinayetlerini işlemiş seri katilleriyle röportaj ve görüşmeler yapan bir birimin hikâyesini anlatan dizi, her anlamda yılın en iyi drama dizisi.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

EN İYİ 10 KOMEDİ DİZİSİ 

10. Atypical
Netflix’in bu sezon başlayan bu sevimli dramedisi, ergenliğini geride bırakıp 18 yaşına basmış otizmli kahramanını acımasız bir dünyanın ortasında, sevgi ve kabullerle tanıştırıyor. United States of Tara’dan tanıdığımız Keir Gilcrist’i, Jennifer Jason Leigh ile benzer tatta bir dizide izlemek isteyenler ıskalamasın.

9. One Day At A Time
Özellikle dijital platformlarda nitelikli ve sürükleyici bir örneğini uzunca süredir göremediğimiz klasik stüdyo sitcom’larının ardından, gerçekten başarılı ve seyir zevki yüksek bir sitcom izlemek isteyenler, bu nostalji esintili komediye ve Latin Amerikalı sevimli ve ‘öteki’ ailenin hikâyesine bir göz atsın.

8. Smilf
Bir dönem Weeds, The Big C ve Nurse Jackie gibi bağımsız kadın merkezli dramedilere ağırlık vermiş olan Showtime’dan uzun süre sonra yeniden benzer tatta bir dizi görmenin mutluluğunu yaşatan bu eğlenceli komedi, küçük bir çocukla ortalıkla kalakalmış fakir ama gururlu ve zeki bir genç anneyi merkez alıyor.

7. Glow
80’li yıllar Amerikan televizyonunun kitsch programlarından birine dönüşen kadın güreş reality şovlarından G.L.O.W.’un gerçek hikâyesini, süslü yan hikâyelerle karşımıza getiren bu eğlenceli dizi, başarılı oyuncu kadrosu ve su gibi akıp giden bölümleriyle, Netflix’in bu sezonki yüz aklarından birine dönüşmüştü.

6. Crashing
HBO’nun, Girls’ün son sezonuyla birlikte yayınına başladığı ve yalnız bir komedyenin hikâyesine odaklanarak yer yer Louie ve Master of None gibi dizileri andıran bu eğlenceli yeni dizisini, sezon içerisinde gözden kaçıranların en azından ilk birkaç bölümüne göz atmasında fayda var.

5. The Marvelous Mrs. Maisel
Amazon Prime Video, bu sezonki en iddialı dizilerinden biriyle turnayı gözünden vurmuş durumda. 1950’ler Amerikasında, tarihin ilk kadın stand up’çısının hikâyesini anlatan bu sevimli dramedi, En İyi Dizi ve Kadın Oyuncu kategorilerinde Altın Küre adaylıklarıyla da dikkat çekti.

4. Dear White People
Aynı adlı Amerikan bağımsızından Netflix tarafından dizileştirilen ve yılın en sevilen komedi işlerinden birine dönüşen bu okul komedisi, protest yanı ağır basan, son derece zeki yazılmış, nefis çekilmiş ve oynanmış bir iş. Diziyi merak edenlerin, işe önce film versiyonundan başlamasında fayda var.

3. I Love Dick
Amazon’un neredeyse iki yıl önce çıkmış olan pilot bölümüne nihayet bu yıl ilkbahar aylarında tam bir sezon eklediği eğlenceli komedi, aynı adlı çok sevilen romandan, Jill Soloway tarafından yapılmış nefis bir uyarlama. Kathryn Hahn ve Kevin Bacon’ın enfes performansları ve düşmeyen cinsel tansiyonuyla son derece eğlenceli bir seyirlik I Love Dick.

2. She’s Gotta Have It
Yaşayan en iyi yönetmenlerden Spike Lee’nin 1988 yapımı aynı adlı romantik komedisinin, yine kendisi tarafından 10 bölümlük şahane bir Netflix komedisine dönüşmüş bu hali, pek çok anlamda yılın en kayda değer dizilerinden biri. Brooklyn’in sosyo-kültürel yapısı içerisinde küçük bir özgürlük hikâyesi anlatan dizi, içinde yaşadığımız dönemin politik atmosferini, Spike Lee’nin her zamanki dolaysız anlatı ve keskin diliyle, harika cümlelerle özetleyen bir dizi karşımızdaki.

1. Big Mouth
Yılın sürpriz Netflix animasyonu Big Mouth, Amerikalı komedyenler Nick Kroll ve Andrew Goldberg’ün elinden çıkma tam bir nostaljik eğlence sağanağı. Hayatın en büyük sınavlarından ergenlikle tanışan bir grup çocuğun etrafında gezinen sevimli öyküsü, cüretkar dili ve enfes tespitleriyle güldürürken duygulandıran bu şahane dizi, hormon canavarları, yersiz ereksiyon ve PMS’ler ile sinir bozucu ebeveyn ezberleriyle, ergenlik denen vahşi ortamın resmini benzersiz bir biçimde çizerek yılın en iyi komedisine dönüşüyor.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

EN İYİ 10 MİNİ DİZİ

10. Genius
Nat Geo’nun, tarihin eşsiz dahilerine odaklanacak yeni mini dizi serisinin ilki, Albert Einstein’ın hikâyesini anlatıyordu. Oscar ödüllü Geoffrey Rush’ın başrolünde yer aldığı dizide Emily Watson ve T.R. Knight gibi isimleri, Ron Howard rejisiyle izlemek de büyük zevkti.

9. Alias Grace
The Handmaid’s Tale ile ekranlarda esen Margaret Atwood rüzgarını bir başka romanından yakalayan bu çarpıcı dönem dizisi, cinayetle suçlanan bir hizmetçinin merkezinden, geri dönüşlerle ilerleyen, ilgiye değer bir yapım. Yazarlardan birinin Sarah Polley olması da cabası.

8. The Sinner
Jessica Biel’ın hem yapımıları arasında yer alıp, hem de başrolüne kurulduğu sekiz bölümlük bu gergin mini dizi, genç bir anneyi merkez alan, seyir zevki ve tırnak yedirme hissi bir hayli yüksek bir dram gerilim.

7. Five Came Back
İkinci Dünya Savaşı ve etkilerini Francis Ford Coppola, Steven Spielberg, Guillermo Del Toro, Paul Greengrass ve Lawrance Kasdan gibi beş nefis yönetmenin perspektifinden anlatan ve Meryl Streep’e Emmy ödülü getiren anlatıcı performansıyla, etkileyici bir mini belgesel dizisi karşımızdaki.

6. American Vandal
Uzun zamandır bir televizyon projesinde görmediğimiz sahte belgesel formülünü uygulayan bu zekice yazılıp çekilmiş mini dizi, Amerika’da bir devlet lisesindeki vandallık olayı üzerinden, olayın kahramanlarının temize çıkmaya çalışma sürecine odaklanan, eğlenceli bir mini dizi. 

5. Feud: Bette and Joan
American Horror Story ve American Crime Story gibi antolojilerine Feud ile bir yenisini ekleyen Ryan Murphy’nin FX için çektiği bu 8 bölümlük mini dizi, Bette Davis ve Joan Crawford’un vakti zamanında bitmek bilmeyen çekişmesini Jessica Lange ve Susan Sarandon’ın başını çektiği bir oyuncu kadrosuyla müthiş bir anlatıma kavuşturuyor.

4. Big Little Lies
Reese Witherspoon, Nicole Kidman, Shaileene Woodley, Laura Dern, Zoe Kravitz, Alexander Skarsgard, Adam Scott ve daha nice yetenekli yıldızı bir araya toplayan Jean-Marc Vallee imzalı yedi bölümlük bu şahane mini dizi, üst orta sınıf bir Amerika yerleşkesindeki çekişme ve aile içi şiddet meselelerini, zekice yazılmış bir kriminal hikâye ve eşsiz bir kurguyla süsleyen başarılı bir HBO işi.

3. Godless
Netflix’in bu sezonki bombalarından biri olan Godless, western türünün hem kusursuz bir örneği, hem de kıvrak zekalı bir alegorisine dönüşüyor. Jack O’Connell, Jeff Daniels, Michelle Dockery, Scoot McNairy ve Merrit Wever gibi sevilen isimleri bir araya getiren bu şahane mini dizi, izleyicisini 1880’lerin Batı Amerikasına hapseden çarpıcı bir mini dizi.

2. The Young Pope
Oscar ödüllü La grande bellezza’nın ardından Youth ile bir kez daha sevenlerini büyüleyen İtalyan yazar yönetmen Paolo Sorrentino’nun, yeni ve çılgın bir Papa’yı merkeze aldığı bu kışkırtıcı 10 bölümlük mini dizisinin yazar ve yönetmenliğini de yine kendisi üstleniyor. Jude Law, Diane Keaton ve James Cromwell’in başını çektiği harika oyuncu kadrosu ve televizyon tarihine geçecek efsanevi bazı diyaloglarıyla, tadı damakta kalan bir dizi!

1. Twin Peaks: The Return
Kimilerine göre 18 bölümlük bir sezon değil, 18 saatlik bütün bir David Lynch filmi olarak kabul edilen ve efsane dizinin akıl almaz bir üçüncü sezonu olarak da nitelendirilebilecek bu televizyonculuk olayı, Showtime’ın uzun zamandır hayata geçirdiği en cüretkar ve en çarpıcı dizi. Lynch’in hastalıklı zihninden çıkma bu hayranlık uyandırıcı, şaşkınlık verici ve baş döndürücü dizi tecrübesi, anlatılabilecek değil, karşısına geçip sihrine kapılınabilecek bir beyin jimnastiği.