A’dan Z’ye: George Michael

Bu yazıyı paylaş
İçerik

A’dan Z’ye: George Michael

Yazı: Ekin Sanaç – İllüstrasyon: Irmak Hatipoğlu
ÖNCEKİ Çerçöpten tuvale, resimden yerleştirmeye doğru: Serpilen SONRAKİ Aklımdakiler: Ceyl’an Ertem

2016’nın son günlerinde aramızdan ayrılan “gerçek diva” için A’dan Z’ye sayıyor, George Michael’ın şarkıları, hayatı ve bıraktığı izlere dair bazı detayları hatırlıyoruz.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Andrew John Ridgeley

George Michael, başta İngiltere ve ardından dünya çapında top single’larla efsaneleşen Wham! grubunu 1981’de Andrew Ridgeley’yle birlikte kurdu. Ridgeley’nin evinin salonunda tam on dakikada yaptıkları iddia edilen ilk kayıtlarıyla farklı plak şirketlerine yanaşan ikili, sonradan kontrattaki problemler nedeniyle açtıkları davayı kazanarak kurtulacakları Innervision Records'la anlaştı. “Bad Boys”, “Wake Me Up Before You Go-Go”, “Freedom”, “Everything She Wants” ve “Last Christmas” gibi single’larla ortalığı kasıp kavuran Wham! döneminin en önemli pop gruplarından biri olduğunu 1985 yılında yeni yeni dünyaya açılmaya başlayan Çin’de “konser veren ilk ‘batılı’ grup” olma unvanını alarak kanıtladı. Devlet yetkililerinin de ön sıralardan izlediği ve çoğu biletin izleyiciye yetkililerce dağıtıldığı bilinen Pekin Wham! konseri, ülke tarihinde çok önemli bir âna işaret ediyor.

Band Aid

Bob Geldof, Etiyopya’da 1983-1985 yılları arasında yaşanan kıtlığa dikkat çekmek için Ultravox ve Visage gruplarından tanıdığımız James Ure'la birlikte dönemin en önemli sanatçılarının bir araya geldiği, Band Aid isimli bir süpergrup kurmaya karar verdi. İkilinin yazdığı “Do They Know It’s Christmas” adlı şarkı, George Michael, Phil Collins, Boy George, Paul Young, Sara Dallin, Sting, Paul Weller ve daha nice sanatçıyı mikrofon etrafında toplayarak 1984 yılı Noel listelerinde bir numaraya yerleşti ve Etiyopya’yla dayanışmak için 24 bin doların üzerinde para topladı. Band Aid’i iki numarada takip eden parçanın Wham!’in “Last Christmas” single’ı olması yalnızca hoş bir tesadüf değildi. Michael ve Ridgeley, bu single’dan da elde ettikleri tüm geliri de Etiyopya’daki ailelere bağışlamaya karar vermişti.

Careless Whisper

Yürek titreten saksafon solosuyla müzik tarihine damgasını vurmuş “Careless Whisper”, aynı zamanda George Michael’ın solo olarak yayınladığı ilk single olma özelliği taşıyor. 1984 tarihinde yayınlanan parça bir Michael-Ridgeley ortak ürünü olarak aslında Wham!’in ikinci stüdyo albümü Make It Big’de de yer almıştı. George Michael’ın “Careless Whisper”ın sözlerini 17 yaşındayken bir otobüste yazdığı biliniyor ve şarkı aldatma sonrası suçluluk, pişmanlık ve mutlak yalnızlık duygularını irdeliyor. George Michael’ın yaşadığı süre boyunca neden bu kadar popüler olduğunu asla anlamadığını defalarca dile getirdiği parça için sanatçının ölümünün ardından zamanında Michael’ı gey olduğu için “sapık” olarak yaftalayan The Sun gazetesi tarafından yürütülen yeniden basım kampanyasına Ridgeley şiddetle karşı çıkmakta gecikmedi ve bunun kesinlikle uygun bir anma olmayacağını belirtti.

Image

David Fincher

Faith albümüyle birlikte karşılaştığı medya ilgisini son derece yıpratıcı bulan George Michael kendi imajına yer veren herhangi bir klip hazırlamak istemiyordu. Buradan hareketle yeni parçası “Freedom! '90” (Aynı isimli Wham! parçasıyla karışmaması için bu şekilde adlandırılmıştı) için sıradışı bir fikir geliştirdi ve dönemin en ünlü beş top modeli olan Linda Evangelista, Naomi Campbell, Christy Turlington, Cindy Crawford ve Tatjana Patitz’e parçanın klibinde kendisi yerine dudak oynatmalarına yönelik bir teklif götürdü. 1990’lar klip estetiği adına ders gibi bir iş ortaya koyan, olağanüstü kadrosu ve mükemmel ışık kullanımıyla bugün bile izleyeni kendine hayran bırakan klibin yönetmeni, aynı dönem Madonna’nın “Express Yourself” ve “Vogue” kliplerinin de sorumlusu olarak tanınan David Fincher’dan başkası değildi. Bu kliple MTV’nin “Müziğini satmak istiyorsan güzel görünmelisin” iddiasına da zekice bir ayar verilmişti. David Fincher her modelle farklı günlerde çekim yapmış ve bolca kırmızı şarap tüketildiği anlaşılan sete George Michael da baştan sona eşlik etmişti. Çekimler tamamlandıktan sonra makyaj sorumlusu Carol Brown prodüksiyon kitapçığının ilk sayfasını George Michael’a imzalattı. Michael’ın notunda “Teşekkür ederim, daha önce hiç bu kadar iyi görünmemiştim” yazıyordu.

Elton John

Sonradan araları bozulsa da neredeyse 2000’lere kadar oldukça yakın birer dost olan Elton John ve George Michael ikilisi bu zaman zarfında birçok ortak çalışmaya da imza attı. George Michael, Elton John’un 1985 tarihli hitleri “Nikita” ve “Wrap Her Up”a vokaliyle eşlik etmişti. İkili aynı yıl gerçekleşen Live Aid konserinde Elton John’un 1974 tarihli single’ı “Don’t Let The Sun Go Down On Me”yi seslendirdikleri çok özel bir düetle seyirci karşısındaydı. Bu düet George Michael’ın 25 Mart 1991 tarihli Londra Wembley Arena konserinde kaydedilmesinin ardından yayınlandı ve İngiltere ve Amerika listelerinde bir numaraya yerleşti.

Faith

George Michael’ın 1987 tarihli ilk solo albümü Faith, albüme adını veren parçanın yanı sıra “Father Figure”, “One More Try”, (ismi ve içeriği nedeniyle zamanında radyolara kabul edilmeyen ve defalarca kez sansürlenen) “I Want Your Sex” ve “Monkey” single’larıyla dev bir başarıya imza atmıştı. 1989 yılında En İyi Albüm dalında Grammy’yi kucaklayan Faith ile Amerika R&B listelerinin zirvesi ilk kez siyah olmayan bir sanatçıyı ağırlamaktaydı. Adeta bir hit makinesi gibi çalışan George Michael’ın sesi inanılmaz etkileyici, performansı sıradışıydı. Üstelik henüz yirmilerinin başında olan sanatçı albümde yer alan tüm parçaları kendi yazmakla kalmamış, neredeyse tüm enstrümanları kendisi çalmış; prodüksiyon ve aranjman işlerini de tamamen kendisi üstlenmişti. Hatta “Faith”in klibinde karşılaştığımız yırtık kot, deri ceket ve güneş gözlüğü imajı da tamamen bir George Michael yaratımıydı. Kotundaki aşınmalar dahi gerçekti. Belki biraz da bu yüzden sonraki yıllarda verdiği röportajlarda sık sık Faith’in bir miktar abartıldığını düşündüğünü dile getirdi.  

Geri Halliwell

1999 tarihli Geri belgeselinde köpek sahibi olmak için barınağa giden Geri Halliwell’a George Michael’ın eşlik edişini izliyoruz... “Ginger Spice” olarak tanıştığımız ve George Michael’ın oldukça yakın bir arkadaşı olan Geri Halliwell (Geri Horner) onu “olabilecek en iyi kalpli ve en cömert dost” olarak tanımlıyor. Halliwell’ın 21 Ocak’ta doğan yeni bebeğini sanatçıya ithafen “George” olarak adlandırdığına inanılıyor.

Hand to Mouth

“Faith” 45’liğinin B yüzünde yer alan “Hand To Mouth”, yoksulluğa daha fazla dayanamayıp kendini kaybederek insanlara silah çeken bir adam ve hayatını seks işçisi olarak kazanan bir kadının hikâyesini anlatarak Reagan Amerika'sına kendi eleştirisini getiriyor. Folk sanatçısı Joan Baez’in 1989 tarihli Speaking of Dreams albümünde bir yorumuna yer verdiği parçanın sözlerinden bir kupleyi de burada paylaşalım:

Amerika’nın tanrılarına inanıyorum. Özgürlükler ülkesine inanıyorum. Ama kimse bana tanrıların hiçbir şeye inanmadığını söylememişti. Bu yüzden boş ellerle dua ediyorum.

I Knew You Were Waiting

George Michael’ın solo kariyerinin üçüncü single’ı, Aretha Franklin ile yaptığı “I Knew You Were Waiting” düetiydi. Bu cin fikrin arkasında şu an Sony Music’in başında oturan yönetici, ünlü prodüktör Clive Davis olduğunu öğreniyoruz. 1987 yılında yayınlanan parça “Rhythm and Blues Dalında En İyi Vokal Performansı”na layık görülerek George Michael’a ilk Grammy’sini kazandırmıştı. Michael, 1991 yılında yayımlanan Bare adlı otobiyografisinde Franklin ile bu düeti hazırlama sürecinde bir miktar heyecan ve gerginlik yaşadığını itiraf etmiş. The Shadows aynı yıl yayınladığı Simply Shadows albümünde “I Knew You Were Waiting”in enstrümantal bir versiyonuna yer verdi. Parça sonraki yıllarda da farklı isimler tarafından birçok kez yorumlandı.

Image

James Corden

The Late Late Show’un yaratıcısı İngiliz komedyen James Corden’ın Stevie Wonder’dan Adele’e, Madonna’dan Kanye West’e herkesi arabasının yan koltuğuna oturtarak ciyak ciyak şarkılarını söylettiği “Carpool Karaoke” adlı mükemmel skeç formatının ilham kaynağı George Michael’ın ta kendisi. Hikâyeye göre Corden, 2011 yılında (The Late Late Show’dan çok önce) yoksulluğa karşı mücadele yürüten Comic Relief kurumunun yürüttüğü “Kırmızı Burun Günü” için hazırlayacağı skeci George Michael’la birlikte çekmek ister. İkili aralarında konuşarak birlikte arabada şarkı söyledikleri bir skeç çekmeye karar verir. James Corden’ın bugün imzası haline gelmiş bu format böylece ortaya çıkmış olur. Corden sonrasında bu formatı devam ettirmek teklif götürdüğü ilk kişi olan Mariah Carey’den, “Eğer George Michael için yeterince iyiyse, benim için de yeterince iyidir” cevabını alır. Bu arada George Michael’ın Kırmızı Burun Günü’ne özel bir şarkı da yayınlamış olduğunu ekleyelim. 1984 yılında Morrissey ile birlikte katıldığı Eight Days A Week adlı televizyon programı aracılığıyla bir Joy Division hayranı olduğunu ve Closer’ı favori albümleri arasında saydığını öğrendiğimiz Michael’ın 2011 yılında Kırmızı Burun Günü için yayınladığı parça, New Order’ın “True Faith”inin vocoder’lı bir yorumu şeklinde karşımıza çıkar.  

Kissing a Fool

Faith albümünün soft jazz balladı “Kissing A Fool”, George Michael’a göre “ilişkiye bagaj getirmek” kavramıyla özdeşleşiyor. Önceki ilişkilerden bir dolu yük ve güvensizlik getiren bir sevgili ve partner olma vurgusuyla cebelleşen sözleriyle bu parça, albümdeki diğer şarkılardan ayrışan sounduna rağmen daima hayranların favorilerinden biri oldu. George Michael parçanın vokallerini tek seferde ve müziksiz kaydetmiş. Hatta ilk başlarda albüme Kissing a Fool adını vermeyi düşünmüş, Faith isminde sonradan karar kılmış.

Land Of Confusion

George Michael’ın 2004 tarihli Patience albümünün “Shoot The Dog” adlı, savaş karşıtı ilk single’ı albüm yayınlanmadan bir buçuk sene önce animasyon klibiyle karşımızdaydı. Tony Blair’i George Bush’un köpeği olarak izlediğimiz, dönemin Bush protestoları arasında yerini alan ve The Simpsons’a bolca gönderme yapan bu klip aynı zamanda Genesis’in 1986 tarihli single’ı “Land Of Confusion” için hazırlanmış kuklalı “anti-Reagan” klibe de saygı duruşu niteliğinde. Kimi medya kanallarının bu klibin ardından George Michael’a “En iyi bildiği yer olan umumi tuvaletlere dönmesini” (bkz: Outside) salık vererek yürüttüğü saldırı kampanyaları, Bush ve Blair politikalarını eleştiren bir iş ortaya çıkarmasıyla birlikte kendisine karşı homofobiden beslenen kinin şok edici boyutlara vardığını gözler önüne seriyor (bkz: Noel Gallagher).

MTV Video Müzik Ödülleri, 1989

Madonna, George Michael’ın ölüm haberi üzerine kendi Instagram hesabından “2016 artık defolup gidebilir mi?” notuyla birlikte müzik tarihinin asla unutulmayacak anlarından birinin videosunu paylaştı. 1989 tarihli MTV Video Müzik Ödülleri’nde, Video Öncüsü (Yaşam Boyu Başarı) Ödülü George Michael’a layık görülmüştü. Daha da güzeli, ödülü kendisine Madonna’nın takdim edecek olmasıydı. Siyah gözlükleriyle aşırı cool görünen iki kadın koruma, “Express Yourself” videosundaki kusursuz imajı (“Freedom” gibi bu şarkının klibinde de yönetmen koltuğunda o zamanlar pek de tanınmayan bir isim olan David Fincher oturuyordu) ve ara ara tüttürdüğü sigarası eşliğinde Madonna nefis bir konuşma hazırlamıştı: “Kendisi harika bir şarkı yazarı ve mükemmel klipler yapıyor... Tıpkı benim gibi. Bayanlar ve baylar, işte karşınızda George Michael! George, I want your sex, so be my father figure and I will have faith if we have to live hand to mouth... Sizlere gerçek divayı takdim etmekten mutluluk duyuyorum: George Michael!”

Noel Gallagher

Noel Gallagher, A Different Story belgeselinde George Michael’a “Shoot The Dog” klibi üzerinden saldırıya geçiyor: “Düşünsenize bu adam 20 yıl boyunca gerçek kimliğini toplumdan gizlemiş biri. Şimdiyse birdenbire karşımıza çıkarak dünyanın gidişatı hakkında bir sözü olduğunu söylüyor. Ben bunu aşırı gülünç buluyorum!” George Michael hayatı boyunca eşcinselliği üzerine yaptığı tüm konuşmalarda açılmaya dair deneyim ve düşüncelerinde “aile” ilişkilerinin ne kadar belirleyici olabildiğini anlatmaya çalıştı. Aynı belgeselde Gallagher’ın sözleri üzerinden kendisine yöneltilen tüm eleştirileri de şöyle yanıtladı: “Bir geyin açılmadığı sürece savaşa karşı bir söz söyleyemiyor olması nasıl da saçma bir şeydir! Aslında yaptığı gey bir erkeğe saldırmaktan başka bir şey değil. Benden hoşlanmayan insanlar yokmuş gibi davranmaya çalışmayacağım çünkü benden hoşlanmayan çok fazla insan olduğunu biliyorum. Ve bunu ilginç buluyorum. Bunu hak etmek için ne yaptığımı bilmiyorum ama belli ki bir şeyler yapmışım!”

Outside

George Michael,1998 yılında Beverly Hills’de yer alan Will Rogers Parkı’ndaki tuvalette sivil bir polise “uygunsuz” bir şekilde yakalanınca tutuklanmış500 Sterlinlik para ve 80 saatlik kamu hizmeti cezası almıştı. Bu olay vesilesiyle gey olarak açılmaya karar veren sanatçı aynı sene yayınladığı “Outside” parçasının klibinde tuvalette yakalanma olayının bir parodisine yer vererek bunu bir kutlamaya dönüştürdü. Kendisini gey olarak tanımlamaya 24 yaşında başladığını söyleyen George Michael’ın neden açılmak için bu kadar beklediğini sorgulayan ya da böyle bir klip yapmakla aşırıya kaçtığını söyleyen kişilere verdiği yanıt netti: “Bir kişi LGBT’lere bilfiil zarar verecek ya da iki yüzlü sayılabilecek eylemlerde bulunmadığı sürece onu kimse ne zaman açıldığına göre yargılayamaz”.

Phillip Smith

George Michael son günlerinde, ödüllü belgesel yönetmeni Phillip Smith ile birlikte Freedom: George Michael isimli yeni bir belgesel üzerinde çalışmaktaydı. Öğrendiğimize göre George Michael bu filmde 1993’te partneri Anselmo Feleppo’yu kaybetmesi üzerine yaşadığı acıyı, Listen Without Prejudice: Volume 1 albümünü hazırlama hikâyesini, albümün tanıtımında karşılaştığı zorlukları ve ardından gelen sansasyonel Sony davası sürecini anlatmış. Belgeselin, Listen Without Prejudice Volume: 1’ın 25. yılı şerefine hazırlanan yeniden basımıyla eş zamanlı olarak 2017 Mart’ta izleyiciyle buluşacağı zaten duyurulmuştu. George Michael’ın hayatını ve kariyerini tanımlayan çok önemli bir süreci paylaştığı bu yapımda, Stevie Wonder, Elton John, Tony Bennett, Ricky Gervais, James Corden, Mark Ronson, Tracey Emin, Mary J. Blidge ve Jean Paul Gaultier gibi isimlerle karşılaşacağız.

Queen

Freddie Mercury’nin ölümünün ardından 1992 yılında Wembley Stadyumu’nda düzenlenen anma konseri konuklarından biri olan George Michael, Queen elemanlarıyla birlikte on binlere “Somebody To Love” diye seslenmişti. George Michael’ın ölümünün ardından yaygınlaşan videolardan biri bu konsere hazırlık provasına aitti. “Somebody To Love”ın “hayatında söylediği en zor şarkı” olduğunu itiraf etmiş George Michael’ın sergilediği olağanüstü performans karşısında nefesi kesilenler arasında David Bowie de vardı. Söz konusu video, sahne kenarında Seal’ın hemen yanında onu zevkle izleyen David Bowie’nin alkışlarıyla kapanıyor.

Rock In Rio, 1991

George Michael, 1993 yılında AIDS’e bağlı bir komplikasyon sebebiyle hayata veda eden büyük aşkı Anselmo Feleppa'yla Rock In Rio konserinde tanışmıştı. Brezilyalı bir moda tasarımcısı olan Feleppa, 27 Ocak 1991 tarihinde Maracana Stadyumu’nda gerçekleşen 160 bin kişilik konseri ön sıralardan izlemiş, George Michael onu gördüğü anı “ilk görüşte aşk” olarak tanımlamıştı. Anselmo Feleppa’yı kaybetmesiyle büyük bir depresyon sürecine sürüklenen George Michael’ın 1994 tarihli single’ı “Jesus to a Child”ı ona ithafen yazdığı biliniyor. George Michael’ın hayatı boyunca HIV/AIDS’le mücadele eden birçok kurumla ortak çalışmalar yürüttüğünü de ekleyelim.

“Sony” davası

Faith albümü sonrası George Michael “seks sembolü” olarak kanıksanmış imajı ve medyanın yıpratıcı etkilerinden uzaklaşma kararı almıştı. İkinci albümü Listen Without Prejudice Vol. 1’ın kapağında yer almayacağı gibi kliplerinde de boy göstermeyecekti. Satış rakamları dışında herhangi bir konuyu muhatap almayı tercih etmeyen Sony bu duruma karşı elbette anlayış göstermeyecekti. Kontratını feshetmek isteyen George Michael konuyu mahkemeye taşıma kararı aldı ve plak şirketini albümünü bilinçli olarak yeterince tanıtmamakla suçladığı bir dava açtı. Var olan kontratının yeni bir plak şirketiyle anlaşma ihtimaline kesinlikle izin vermediğini, Sony’ninse kendisine uygun gördüğü imajı sürdürmesine olanak tanımadığını savunan George Michael, kariyeri üzerindeki kontrolünün uzun vadede tamamen elinden alınmış olduğuna dikkat çekerek içinde bulunduğu durumu “profesyonel bir kölelik” olarak tanımlıyordu. Tıpkı kontrat gibi, mahkemeden çıkar karar da adil olmadı. George Michael davayı kaybetti.

Too Funky

George Michael, Sony’e dava açmadan önce yayınladığı son single olan “Too Funky”i, Listen Without Prejudice Vol. 2 olması planlanan albüme saklamak yerine “Do You Really Want To Know” ve “Happy” adlı diğer iki parçasıyla birlikte HIV/AIDS’e karşı farkındalığı artırmayı hedefleyen Red Hot + Dance isimli bir albüm çalışmasına hediye etmeye karar verdi. Bu albümde yer alan diğer isimler arasında Madonna, Seal, Lisa Stansfield ve Sly & The Family Stone da vardı. Ayrıca “Too Funky”nin başında duyduğumuz “Seni baştan çıkarmaya çalışmıyorum... Seni baştan çıkarmamı mı istersin? Bunu mu söylemeye çalışıyorsun?” repliğinin 1967 tarihli Mike Nichols filmi The Graduate’tan alınma olduğunun notunu da düşelim. Parçanın podyumda geçen ve süper modelleri merkezine alan, “Freedom ‘90”yi anımsatan klibiyse Fransız moda tasarımcısı Thierry Mugler imzası taşımakta.

Unplugged

George Michael, döneminin en güzel sesli pop yıldızı olma ihtimalini ciddi ciddi düşündüren MTV Unplugged performansını 11 Ekim 1996’da Londra Three Mills Studio’da, 400 kişilik bir seyirci eşliğinde gerçekleştirdi. MTV’nin zamanında konserin tanıtımı için yayınladığı duyurunun girizgâhını okumak adeta insanı “cool” olarak tanımlanmamış şeyler yaparken suçluluk duyulabilen o günlere ışınlıyor: “Bakın, George Michael’la ilgili hiçbir şeyin ‘cool’ olmadığının farkındayız. Ama onun sizin gizli zevklerinizden biri olduğunu biliyoruz. Haydi ama! Bugüne kadar mutlaka kendinizi ‘Father Figure’, ‘Careless Whisper’ ya da ‘Everything She Wants’ gibi bir Wham! hiti mırıldanırken bulmuşsunuzdur. Ama şimdi konudan sapmayalım...”

Viyana

George Michael 2011 yılında Symphonica turnesi kapsamındaki Viyana konseri öncesi zatürree teşhisiyle hastaneye kaldırılarak turneyi yarıda kesmek zorunda kalmıştı. Tam beş hafta boyunca Viyana’daki hastanede tedavi gören Michael iyileştikten sonra yaptığı açıklamada hayatını resmen hastanedeki doktorlara borçlu olduğunu ve kendisini çok şanslı hissettiğini anlatmıştı. George Michael’ın 2011 ve 2012 yıllarındaki canlı performanslarından parçalara yer veren Symphonica adlı albümse 2014 yılında yayınlandı. Altı beste dışında cover parçalara yer veren albümden yayınlanan ilk single, Terence Trent D’arby’nin “Let Her Down Easy”sinin bir yorumu oldu.

Weegee

George Michael’ın 1990 tarihli Listen Without Prejudice Vol. 1’ın kapağında kullandığı ve en az albümün kendisi kadar ikonik olan fotoğraf, “Weegee” olarak tanınan ve 1930’lar ve 1940’larda New York’ta fotoğrafçı ve foto muhabir olarak çalışmış Arthur Fellig’e ait. Weegee’nin 1940 tarihli bu ünlü fotoğrafı, pazar akşamüstleri bir milyonu aşkın kişinin akınına uğrayan Coney Island Plajı’nın bir portresi niteliğinde. Albümün kapağında fotoğrafın orijinalinden alınma bir kadraj görüyoruz. Weegee bu fotoğrafa dair notlarında, şehrin herhangi bir yerinden yalnızca 5 sente gelinebilen bu plajda kaybolan çocuklar için kümes teliyle çevrili özel bir Kayıp Çocuk Alanı’nın yer aldığını, plajda satış yaparken yakalanan seyyar satıcıların da aynı alana kapatıldığını ve satamadıkları için eriyen dondurmalarını kaybolan çocuklara verdiklerini anlatıyor.

You Can’t Always Get What You Want

George Michael’ın 1990 tarihli single’ı “Waiting For That Day”, The Rolling Stones’un “You Can’t Always Get What You Want”tan ödünç aldığı akorları ve sonlarına doğru sample’ladığı sözleri itibariyle beste hanesinde Mick Jagger ve Keith Richards’a da kredi verir. Parçanın James Brown’un “Funky Drummer”ını sample’ladığını da ekleyelim.

Image

“Z” model Steinway piyano

George Michael, 2000 yılında gerçekleştirilen bir açık artırmada, Robbie Williams, Liam ve Noel Gallagher’ın tekliflerinin üstüne çıkarak John Lennon’ın “Imagine”ı bestelediği Steinway piyanoyu 1,5 milyon sterlin karşılığında kapan kişi olur. Kendisinin bu piyanoyu Patience albümünde kullandığını biliyoruz. Fakat bundan kısa bir süre sonra Lennon’ın 1970 yılında satın almış olduğu bu piyanoyu evinde saklamak yerine insanların görebileceği bir yere vermesi gerektiğine ikna olan George Michael, onu Liverpool’da bir müzeye bağışlamıştır.

Image

ÖNCEKİ Çerçöpten tuvale, resimden yerleştirmeye doğru: Serpilen SONRAKİ Aklımdakiler: Ceyl’an Ertem
Bu yazıyı paylaş