Aklımdakiler: Volkan Öge

Bu yazıyı paylaş
İçerik

Aklımdakiler: Volkan Öge

Hazırlayan: Cem Kayıran – İllüstrasyon: Furkan ‘Nuka’ Birgün
ÖNCEKİ “Sürekli devinen bir ilişki biçimi”: Emre Yeksan’ın “Yuva”sı SONRAKİ Bundan böyle müzik sektöründeki kadınlar ihtiyaç haritalarını birlikte çıkaracak: shesaid.so İstanbul

Volkan Öge geliyor, Volkan Öge gidiyor, herkes ona soruyor, o da cevap veriyor…
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Henüz YouTube’un ilk yıllarında “Bana Kitap Al”, “Sütü Seven Kamyoncu” gibi klasikleşmiş videolarla tanıdığımız Batesmotelpro ekibinden Volkan Öge, geçtiğimiz aylarda kendi kanalını açtı. Parodi bir seçim şarkısı olan “Volkan Öge Geliyor”dan ismini alan kanaldan kahkaha garantili videolar, şarkılar ve şakalar gelmeye devam ederken, Öge’ye “Aklımdakiler” bölümümüzde farklı komedyenler, oyuncular ve YouTuberlardan gelen soruları yönelttik.

Image

Aslı Akbay
Gelmiş geçmiş, canlı cansız hangi ünlü ile rakı sofrasına oturmak isterdin? Ona ne sorardın?
Çok fazla düşünmeye gerek yok. Tabi ki Ludwig van Beethoven. Ona yaşadığı şehir bombalanırken gerçekten de evine gidip Napoleon için yazdığı senfoniyi yırtıp yırtmadığını sorardım. Onun dışında çok fazla konuşmamıza da gerek olmazdı. Öyle sessiz sessiz otursak da olur.

Boğaç Soydemir
Markaların içerik üreticilerini yıllar geçtikçe biraz daha özgür bırakmayı öğrendiğini düşünüyor musun? Ülkece bu konuda ilerleyebildik mi?
Aksine hızlı bir şekilde başladığımız noktanın bile gerisine gittiğimizi düşünüyorum. Bu işlere ilk başladığımız yıllarda markalardaki genç yöneticiler bir şekilde yukarıdakileri ikna edip, cesur bir şeyler yapmak adına deli gibi uğraşıyorlardı. Gerçekten değişik bir şey yapmak isteyen, bizim yeteri kadar özgür düşünememe ihtimalimizi ortadan kaldırmak adına birlikte brief çıkaran markalarımız vardı ülkede. Ekonomik parametrelerin değişimi, linç edilme korkusu ve vizyon sahibi sayısız kardeşimizin ülkeden göç etmesi gibi sebeplerden dolayı artık internette de TV bayağılığında içerikler ürettirilmeye çalışılıyor. Bazen kızıyorum, bazen anlıyorum.

Bora Genel
"Volkan Öge Geliyor" diye bir video oyun yapsak, türü ne olur? Nasıl bir atmosferi olur? Hikâyesi olursa, satır başları neler olabilir?
“Volkan Öge Geliyor”, old school hack and slash olmalı. Aşırı metropolleşmiş, yersiz nüfus yoğunluğundan yaşanamaz hale gelmiş bir şehir atmosferinde geçiyor. Şehirde verilen görevleri yerine getirmeye çalışıyorsunuz ama yolculuk yapmak son derece tehlikeli. Görgüsüz ve şuursuzluktan canavarlaşmış yaratıklarla mücadele ediyorsunuz. Müzik olarak retrowave synth tarzında gaz şarkılar hâkim. Şehirde gezip yaratık öldürmece ve puzzle çözmece. Hikâyenin ağır bastığı bir oyun ya da open world falan da değil. Dümdüz yardırmaca.

Image

Silvyo Behmoaras
Predator mı, Total Recall mu yoksa Conan mı? Neden?

Conan baştan eleniyor. Diğer ikisinin yanında bence zayıf kalıyor. Her ne kadar sudaki garip yaratık küçükken beni etkilemiş olsa da dönüp bakınca tekrar tekrar izleyeceğim bir şey değil. Predator, önce ikincisini sinemada izlediğim canım efsanem olsa da Total Recall diyeceğim. Total Recall bir tasarım harikası. Arnold’un teyze kılığına girmesini sağlayan maskenin açılma sahnesi, Mars’ta basınç farkından patlama anları, mutantlar ve üç memeli kadın, hologram saati, burnundan tracking device çıkartmaya yarayan garip tabancamsı alet ve bunlar gibi sayısız sahne aklımda ilk izlediğimden beri kazılı duruyor. Efekt olmadan, her şeyin tasarlanarak reel bir biçimde filmde kullanılmış olması çok etkileyici. Ben de bugün fantastik bir film yapma imkânı bulabilsem, minimum CGI bir şey peşinde koşardım. İşte bu yüzden Total Recall.

Cansu Kanlıkaya
Yaratıcı zekânın sınırları olmadığını yaptığın işlerle bugüne kadar bize çok iyi gösterdin. Eminim bizlerden gizlenen, yayınlamadığın, “Bu da bana kalsın” dediğin ne fikirler vardır... Peki hiç "Ya şunun videosunu yapayım" diyerek yükseldiğin, sonrasında vazgeçtiğin oldu mu? Olduysa konu neydi?
Çok fazla fikrimden vazgeçtim. Çünkü yapamayacağım işlerden vazgeçmedikçe, onları sürekli sırtımda taşıyor gibi hissediyor ve yoruluyorum. Bazılarını yeteri kadar para olmadığı için yapamayacağım, bazılarını izleyenlerin çoğu anlamayıp bana kızacakları için. Konuları genelde bir şekilde çok saçma olduğunu düşündüğüm ama toplumsal level kabul görmüş şeyler oluyor.Yapamayacaksam vazgeçiyorum çünkü beynimde bir alan teşkil ediyorlar ve yeni bir şey düşünmeme engel oluyorlar.

Cem Kayıran
Gerek kendi kanalında gerek Batesmotelpro içeriklerinde müzik her zaman önemli bir yere sahip. İleride bu parçaları ya da yayınlanmamış başka kayıtlarını albüme dönüştürmek gibi bir hayalin var mı?
Şarkı yapmak aşırı zevkli ve aslında anlatacak birçok şeyi sıkıştırıp çok daha hazmedilebilir bir forma getirmek adına insanı zorluyor. Yapması da üretmesi de şarkı ile daha güzel bir hale geliyor. Şimdiye kadar yaptığımız şarkıları albümleştirmek ya da Spotify’da yayınlamak gibi gaza gelmelerimiz oldu. Çoğunda reklam maksatlı eklemeler olduğu için nasıl ilerleyebileceğimizi bilemedik. Şimdi kendi kanalımda, reklam olmadan yaptığım şarkıları bir şekilde toparlamayı düşünüyorum ciddi ciddi. Ama tabii ne olur bilemem bu tembellikle.

Image

Berkcan Güven
Yaşlanınca da komik olunuyor mu?
Bazı insanlar yaşlandıkça daha da komik oluyorlar. Bu tarz insanlara en güzel örnek George Carlin. Bence kendisi en yaşlı haline kadar bitmeyen bir komikleşme süreci yaşamış. Genç yaştaki sahneleri iyi olmakla beraber daha az kendinden emin ve daha çok uğraşıyor ama en ileri yaşta yaptıkları bence gelmiş geçmiş en komik performanslar arasında sayılabilir. Tabii bir de yaşlandıkça bütün espri yeteneğini kaybeden, kendini tekrara düşen, yaratıcılık adına ortaya hiçbir şey koyamayan insanlar da var ve muhtemelen çoğunluktalardır.

Chaby Han
Yeni nesil YouTuberları görünce ne hissediyorsun? Çocuğun gibi mi yoksa bir rakip gibi mi?
Neyse ki çoğu çocuğum olacak yaşta değil, o kadar da yaşımız ilerlemedi. Rakip gibi de göremiyorum çünkü onların aralarındaki gibi bir rekabeti götürebilecek enerjim ve halim yok. Çoğunu arkadaşım gibi görüyorum. Biraz üzülüyorum çünkü bizim başladığımız zaman bugünkü YouTube dinamiklerinden eser yoktu. Bir yandan da seviniyorum çünkü belki de bu kadar çok içerik üretilirken bizim yaptıklarımız arada kaynayıp gidecekti. Karışık duygular hissettiriyorlar bana. Bazılarına da kızıyorum çünkü onlar yüzünden YouTuber denildiğinde artık insanların aklına böyle salak bir stereotip geliyor.

Image

 


 

 

ÖNCEKİ “Sürekli devinen bir ilişki biçimi”: Emre Yeksan’ın “Yuva”sı SONRAKİ Bundan böyle müzik sektöründeki kadınlar ihtiyaç haritalarını birlikte çıkaracak: shesaid.so İstanbul
Bu yazıyı paylaş