Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

Bu yazıyı paylaş
İçerik

Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

Yazılar: Leyla Aksu, Cem Kayıran, Emre Berberoğlu, Aycan Taşyürek, Seden Mestan, Semra Uygun, Altay Aydemir, Seçil Kalenderoğlu – İllüstrasyon: Ezgi Beyazıt
ÖNCEKİ Karanlık ve kararlı: Peygamber Vitesi SONRAKİ Müziğe dair kısalar...

Yeni müziğe dair bu ayki mesaimiz, artısıyla eksisiyle, burada!

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - 

The Raveonettes – Pe'ahi / Beat Dies
+ Bu albümde karamsar bir çocuklukla yüzleşen Danimarkalı ikilinin artık tanıdık boğucu cızırtısı ve melodik vokallerinin arasından fırlayan beklenmedik ritimler heyecan verici bir değişiklik sunuyor.
- Belki grubun eski keskinliği kendini çok özletmiyor ama arada ritimler yumuşayıp yayılmaya başlayınca her şey biraz birbirine benzemeye başlıyor. L.A.
“Kill!’’

Pional – It’s All Over / Hivern Discs
+ Her geçen sene müziğini bir adım daha ileriye taşımayı başaran Pional, bu kısaçalarını kendi imzasını taşıyan “It’s All Over” adlı parçanın çevresine kurmuş. “It’s All Over” ve bu şarkının 4 farklı versiyonunu içinde barındıran EP, melodik basları ile dinlediğiniz ilk andan itibaren dans ettirebilme özelliğine sahip.
- EP’de bulunan John Talabot remix’leri şarkının ana hatlarının dışına çıkmayarak fazla bir değişiklik vadedemiyor. E.B.
“It’s All Over”

Maybeshewill – Fair Youth / Superball Music
+ Her yaptığı albüm bir başka güzel olan Maybeshewill’in en olgun, en net hissedilen ve kayıtların en temiz olduğu albümü Fair Youth.
- Geçmiş albümlerden bir adım ileride gibi duyulsa da genel olarak şarkıların kompozisyonlarında ve kullanılan seslerde pek bir değişiklik yok. Ufak tefek yenilikler iyi olabilirdi. A.A.
“In Amber’’

Image

AYIN SOLOSU: Jenny Lewis –The Voyager / Warner Bros. Records
Birçok farklı isimle ve projede çalışıp sayısız albümde yer almasıyla müzik âleminin üretken ve gurur duyulan kadın müzisyenlerinden Jenny Lewis, 6 yıl aradan sonra 3. solo albümü The Voyager ile karşımıza çıktı. Müziğinde farklı tatlar denemeyi sevdiğini yeni albümüyle tekrar hatırlatan Lewis, üzerinde uğraşıldığı hissedilen şarkılar yapmış. The Watson Twins country/indie folk ikilisiyle yaptığı ilk albümü Rabbit Fur Coat’un ve ikinci albümü Acid Tongue’ın esintileri hafif hissediliyor olsa da The Voyager diğer iki albümden farkını anında hissettiriyor. 1998’de kurulan grubu Rilo Kiley’nin resmen dağıldığını bu sene ilan etmesiyle içimizde hafif bir burukluk olsa da Jenny Lewis ortalığı boş bırakmayacak gibi görünüyor. Dinlerken sürekli mutlu hissedeceğiniz albümde öne çıkan şarkılar, Anne Hathaway, Kristen Stewart ve Brie Larson’ın oynadığı sevimli bir klibi olan çıkış parçası “Just One of the Guys”a ek olarak  “She’s not me”, “You Can’t Outrun ‘Em” ve “Aloha & The Three Johns”. A.T.
“Just One Of The Guys’’

Adult Jazz – Gist Is / Spare Thought
+ Şu an okuyor olduğunuz sayıda sorularımızı yanıtlayan İngiliz grup Adult Jazz’ın ilk albümünün ayakları fazlasıyla yere basıyor ve bir yandan da çok etkileyici denemeleri dinleyicilerine sunuyor.
- Albümde yer alan bazı melodileri aklınızdan çıkarmanız epey uzun sürecek, ki bu negatif bir yorum mudur bilemiyorum! C.K.
“Am Gone’’

Alvvays – Alvvays / Transgressive
+ Tekdüzeleşmeye başlayan alternatif rock sahnesine yeni bir soluk getirmeyi başaran Torontolu grup Alvvays, “Atop a Cake”, “Adult Diversion” ve “Archie, Marry Me” gibi hareketli şarkılar ile bizleri 90’ların tozlu shoegaze dosyalarının açıldığı müzikal bir yolculuğa çıkarıyor.  
- Bir süre sonra albümde bulunan şarkıların birbirine benzemeye başlaması ve bunun can sıkıcı bir hâl alması. E.B.
“Adult Diversion”

Mirel Wagner – When the Cellar Children See the Light of Day / Sub Pop
+ Mirel Wagner'in ikinci albümünde hikâyeler yalın gitarından yavaş yavaş akıyor, buruk, gün görmüş sesi karanlık köşelerde yaşayan, unutmak istediğimiz düşünceler adına çalışıyor.
- Moral düzeltecek, tüy ürpertmeyecek herhangi bir an isteyecek olursanız kapağına bile bakmayın. L.A.
"What Love Looks Like’’

Plastikman – EX (Performed live at the Guggenheim, NYC) / Mute 
+ Yavaş ve kusursuz bir şekilde inşa edilen 7 parçalık bu albüm, 10 senedir ortalarda gözükmeyen Plastikman’in minimal techno ve acid techno için ne kadar önemli bir isim olduğunun yeni bir kanıtı. Elde ettiği başarı ve popülerlik ile her geçen yıl biraz daha itici bir hâl alan Richie Hawtin’in bu imajından sıyrılmaya çalışması ve Plastikman projesine ağırlık vermesi oldukça sevindirici.
- Canlı bir performans kaydından oluşan EX’i dinlerken basların zaman zaman sert bir şekilde kısılması ve geri açılmasına tanıklık ediyorsunuz. Bu da albümün dinleme bütünlüğünde aksaklıklara yol açıyor. E.B.
“EXhale”

Image

AYIN TOPLAMASI: Beck – Song Reader/ Warbly Parker-Capitol Records
Şubat ayında yayınladığı on ikinci uzunçaları Morning Phase’le pek güzel eleştiriler toplayan Beck, henüz albüm kulaklarda eskimeden yeni bir projeyle karşımıza çıktı. 2012 yılında yayınladığı 20 besteden oluşan Song Reader, Beck’in özenle seçtiği sanatçılar tarafından yorumlanıp dinleyiciye sunuldu. Farklı sanatçılarla farklı projeler içinde olmayı seven Beck’in daha önce MGMT, Devendra Banhart, Charlotte Gainsbourg, Jamie Lidell, Thurston Moore gibi isimlerle çalıştığını biliyoruz. Hazırladığı film müzikleri ve Philip Glass için yapmış olduğu remix albümü gibi daha nice çalışmaları olduğunu düşünürsek üretmeyi seven biri. Song Reader da en yeni ürünü. Sadece Bob Forest, Jack White, Norah Jones, Laura Marling, Jarvis Cocker, Jack Black, Sparks, Fun. gibi isimleri bir araya getirmesi bile olay. Bu yazıyı biraz beklettik açıkçası ve bunun sebebi de albümü sindirmenin biraz zaman alması değil ne yazık ki. Öyle ki, albümü ilk açtığınızda sizi güzel şeylerin beklediğini hissediyorsunuz. İlk şarkılarda karşılaştığınız Mosses Sumney, Fun. gibi isimler kuşkusuz bu etkiyi yaratan faktörlerin ta kendisi. Fakat sonra ne yazık ki bir konsantrasyon dağılması yaşanıyor. Hani bir kitap vardır ya, sürekli şans verir ama bir türlü bitiremezsiniz. Beck’e bir sanatçı olarak sonsuz güveniyor olsak da bu da böyle bir albüm işte. İçindeki saklı şarkılara rağmen bir türlü bitemeyen. Belki de bitmek zorunda olmayan. S.K.
’I’m Down feat. Jack White’’

Interpol – El Pintor / Matador Records
+ Bu albümle ilgili belki de en güzel şey, Interpol’ün hâlâ albüm yapıyor olması. Paul Banks’in iki farklı isimle yayınladığı solo albümler pek tatmin edici denemeler değildi; Interpol’ün hâlâ aramızda olması yeterince sevindirici bir haber.
- Ama sanırım El Pintor, bugüne kadar dinlerken en zorlandığım albüm oldu. Interpol albümlerinin “nefes alması” gibi bir özelliği vardı, bu albüm üstünüze yığılıyor ve maalesef yeni bir Turn On The Bright Lights yaratma çabası sıklıkla hissediliyor. C.K.
“Anywhere’’

The Wind and The Wave – From the Wreckage / RCA Records
+ Oldukça yeni bir ikili olan The Wind and The Wave’in rüzgâr ve dalgası birbirine kısa sürede ayak uydurmuş olsa gerek ki keyifle dinlenen modern tatlarda bir country albüm çıkmış ortaya.
- Kalıcı bir grup olmasını garantileyecek bir albüm değil. A.T.
“With Your Two Hands’’

Zammuto – Anchor / Temporary Residence Limited
+ Eski The Books üyesi Nick Zammuto’nun solo projesi olarak hayata geçen Zammuto, ikinci albümü Anchor’da da poliritmler ve efektlere boğulmuş vokallerle epey enerjik şarkılara yer veriyor.
- Şarkı yazımında melodinin ön planda olduğu anlar biraz daha fazla tutulsa dinlemesi daha kolay bir albüm olabilirmiş. C.K.
“Great Equator’’

Courtship Ritual – Pith / Godmode
+ İkilinin çıkış albümünde derin baslı, bol synthli, keskin sesli şarkılar, beklenmedik karışımlar ve cezbedici, yalın bir pop atmosferi sunuyor.
- Şarkı aralarındaki minik intro ve interlüdler albümün akışını az da olsa zorluyor. L.A.
“Yellow Spiders’’

Zen Death Squad ZDS / Bandcamp
+ Uzun süredir beklenen yeni Zen Death Squad albümü ZDS, değişken temposu ve kaliteli kayıtlarıyla ayın en dikkat çeken elektronik işlerinden biri.
- Ne yazık ki grubun son albümü; ZDS ile birlikte dağılma kararı aldılar. A.A.
“Galaxy’’

Image

KESİŞİM KÜMESİ: My Brightest Diamond ve Anna Calvi'den iştah kabartan kısalar
Biz onların sesini daha çok duyalım diye beklerken kendilerinin 3-5 şarkıyla çıkıp gelmeleri büyük zalimlik. ("3-5 şarkı", bildiğiniz EP yani)

Kendisiyle 2009 yılında YouTube üzerinden yayınladığı cover kayıtları sayesinde tanıştığımız ve müzik otoritelerinin (mesela BBC 6) hakkında günümüzün Patti Smith yorumunu yaptığı şarkıcı-ozan-gitarist Anna Calvi, çok geçmeden hem bizim hem de Interpol, Nick Cave, Brian Eno gibi isimlerin kalbine yerleşmeyi başarmıştı. Duru ve insanı ensesinden aşağı kartopu atılmışçasına ürperten soğuk vokalleriyle Calvi'nin anlattığı her hikâye iki kat değer kazanıyor.

Geçen sene çıkardığı ikinci albümü One Breath'in ardından önümüze yepyeni bir EP koyan -Strange Weather- Calvi, gelecek yıllarda bizde daha büyük takıntılar yaratarak zor zamanlar yaşatacağa benziyor. Zira ilk iki albümünde dinlediğimiz o sert gitarlar Strange Weather'da daha çiğ ve zalim melodilere bürünüyor, ortaya ancak PJ Harvey ya da Scout Niblett gibi “normalin dışında” müzisyenlerden duyabileceğimiz parçalar ortaya çıkıyor. Calvi'nin albüme adını veren, David Byrne'le düet yaptığı şarkısı “Strange Weather”ın şu ara duyduğum şey olduğunu söyleyeyim.

Yumuşacık ve gür sesiyle, Calvi'nin tersine dinleyenin içine garip bir huzur yayan ("garip" çünkü bir sonraki notada sizi nereden vuracağını kestiremiyor olmanın tedirginliğini de unutmamak lazım) Shara Worden ya da nam-ı diğer My Brightest Diamond da bol güzellikli bir EP ile selamlıyor bizleri.

This is My Hand adlı yeni albümünü yayınlamadan önce None More Than You adlı EP'sini beğenimize sunan (evet, beğendim, beğendik) Worden'ın cephesinde şimdilik büyük bir değişiklik yok gibi. Önceki My Brightest Diamond albümlerinden aşina olduğumuz o çok sesli şarkılar bizi yine Worden'ın kurguladığı dünyalarda gezdiriyor. Çok sevdiğiniz bir serinin yeni kitabını okumak gibi bir his... Her ne kadar bundan çok -hem de çok!- farklı bir durum içerisinde söylenmiş olsa da yetmez ama evet sözünü alıp buraya yapıştırmakta bir sakınca görmüyoruz. Anna Calvi de My Brightest Diamond da vicdansız gibi iştahımızı kabarttı, alacakları olsun! S.M.
“Anna Calvi – Lady Grining Soul’’

Akisai – Colors / Schole Records
+ Colors, dinlerken yorulduğumuz veya dikkatimizi üzerine çeken bir albüm değil. Aksine her hafta en az bir doz almak istenilecek bir sakinleştirici etkisi yaratıyor.
- Görsel ve işitsel bir proje olan Akisai’nin sadece işitsel kısmına erişebiliyor olmamız yetersiz. Güçlü bir etki yaratacak performans videosu henüz hiçbir yerde yok. A.A.
“Colors’’

Mangoseed – Basquiat / Self Released
+ Fıkra gibi grup. Bir gün bir Trinidadlı, bir Jamaikalı, bir İrlandalı ve bir Avustralyalı uçağa binmişler ve Mangoseed’i kurmuşlar. Çok da renkli olmuş. Grupta reggae’den funk’a her ses var. Üstelik en lezzetlisinden… Ruhumuzu spiritüel bir yolculuğa çıkarıyor.
- Albümü dinlerken farklı ruh hâllerine girmek şizoid hissettirebilir. S.U.
“I Shoot My Friends’’

Gulp – Season Sun / Sonic Cathedral
+ Super Furry Animals’tan Gruff Rhys’ın yeni projesi Gulp, ilk albümü Season Sun’da bir nevi psikedelik pop formu yaratmayı başarmış. Havada süzülen vokallerin arkasında kimi zaman çok karanlık sesler kullanan Gulp, yine de albümün genelinde mutlu diyebileceğimiz bir hava yaratmayı başarmış.
- Üç dört şarkıda bir ara vermeden albümün sonu kolay kolay gelmiyor. Çok akıcı bir albüm değil maalesef. C.K.
“Vast Space’’

Empty Hearts – The Empty Hearts / 429 Records
+ The Cars'ın gitaristi Elliot Easton, Blondie’nin davulcusu Clem Burke, Romantics’in vokali Wally Palmar ve Chesterfield Kings’in basçısı Andy Babiuk 1970’ler ruhunu tekrar geri getirmek adına birleşmiş ve ilk albümünü çıkarmış. Sırf bu yüzden bile merakla dinlenecek bir albüm.
- Bu kadar güzel gruptan bu kadar güzel isim birleşmişken beklentiler fazla oluyor ancak albüm bu beklentileri maalesef karşılamıyor. Yine de “I Don’t Want Your Love” ağızlara takılacak bir şarkı. A.T.
“I Don’t Want Your Love’’

Image

AYIN GERİ DÖNENİ: Mars – Rehearsal Tapes and Alt-Takes NYC / Anòmia
No-Wave akımının en önemli gruplarından Mars’ın geçtiğimiz yıl kaset formatında yayınladığı prova kayıtları ve birtakım şarkılarının yayınlanmamış versiyonlarından oluşan derlemesi, bu yaz biraz daha genişletilmiş hâliyle diğer formatlarda yayınlandı. 1976-1978 yılları arasında yapılmış kayıtlarda, ünlü konser salonu CBGB’de yapılmış performanslardan kayıtlar da yer alıyor. Ömrü üç yıl sürmüş ve söz konusu dönemde sadece bir uzunçalar ve birkaç single yayınlayabilmiş olan Mars’ın yayınlanmamış kayıtlarının dönem dönem karşımıza çıkmasına alışkın olsak da özellikle ucu açık prova kayıtlarının dönemin ve türün meraklıları için epey heyecan verici olduğunu söylemek mümkün. No-Wave, tavrı itibariyle dinlemesi bir hayli zor bir müzik, söz konusu albüm de bunun en çiğ hâlini dinlemenizi sağlıyor. C.K.
“Mars’’

ÖNCEKİ Karanlık ve kararlı: Peygamber Vitesi SONRAKİ Müziğe dair kısalar...
Bu yazıyı paylaş