Son 10 yıldan 99 müzik (II)

Bu yazıyı paylaş
İçerik

Son 10 yıldan 99 müzik (II)

ÖNCEKİ Son 10 yıldan 99 müzik (I) SONRAKİ Son 10 yıldan sinemaya dair 99 alıntı (I)

Bant Sayı 52

Deerhunter
Gelelim bu yazının yazılma sebebi olan Microcastle albümüne. Deerhunter’ın müziğinde huzur bulmaya alışık olmayan birisinin, ilk dinleyişinde Microcastle’ı biraz yadırgaması telaş edilecek bir durum değil. Albümün açılış şarkısı “Intro” –“Cover Me(Slowly)” olarak da geçiyor– ve ardından gelen “Agoraphobia”, o kadar hafif, o kadar tozpembe şarkılar ki insanın sadece bu iki şarkıyı dinleyerek, hayatının sonuna kadar kırlarda bisiklet süresi geliyor. 

Deerhunter / Yazı: Seden Mestan / Bant No:52, Mart-Nisan 2009
Deerhunter - Agoraphobia (Microcastle / Kranky, 2008)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:53

The Pains of Being Pure At Heart
The Pains Of Being Pure At Heart’ın melodileriyle hayatını gözden geçirmeye başlıyor insan. Başkaldırı ve durgunluk arasında kalıyor. Uzun süre dinleyince daha da içine girmeye, daha az eğlenmeye ve tepede gezinen karanlık bulutları hissetmeye başlıyor. Sonra duyduğu sesle bu karartı ve aydınlık arasında güzel bir sınırda takılabileceğini keşfediyor ve yola kendini paralamadan da devam edebileceğini anlıyor:
“Eğer güneşin içeri girmesini engellersen, gün yüzü göremezsin.”

The Pains of Being Pure at Heart / Yazı: Ekin Sanaç / Bant No:53, Mayıs-Haziran 2009
The Pains of Being Pure at Heart - "Young Adult Friction" (The Pains of Being Pure at Heart / Slumberland, 2009

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant No:54

Johnny Marr (The Smiths)
Oturup grubun nasıl bir şey olmasını istediğimizi konuşmaya başladık ve neredeyse hepsi sonradan gerçek oldu. Tıpkı The Dolls gibi fotoğraflarda grup olarak birbirimize çok yakın durmaya karar verdik. O zaman kimse bunu yapmıyordu. Bir de Factory’le değil de Rough Trade’le anlaşmamız gerektiğini konuşmuştuk.

Johnn Marr, The Smiths’i anlatıyor / Derleyen: Ekin Sanaç / Bant No:54, Temmuz-Ağustos 2009
The Smiths - "Girlfriend in a Coma" (Strangeways, Here We Come / Rough Trade, 1987)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:55

St. Vincent
Annie Clark’ın, “yetişkinlerin” birbirlerinde sebep olduğu hayal kırıklıklarından ve izlediği filmlerden yola çıkarak, New York’ta yaşadığı apartman dairesinde oluşturduğu Actor’ın, “Paris is Burning”li ilk albüm Marry Me’den aşağı kalır bir yanı yok. Hattâ belki de, o kadar başarılı bir çıkış albümünün ardından yapılabilecek en iyi albümdür Actor.

St. Vincent – Actor / Yazı: Seden Mestan / Bant No:55, Eylül-Ekim 2009
St. Vincent – “Actor Out of Work” (Actor / 4AD, 2009)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:56

Efterklang
Konserlerde, albüm dinlerken hissettiğiniz ufak müzikal detaylardan çok, müziğin yalınlığına ve onu gerçek bir ortama taşımaya odaklandık. Konser ortamı fazlasıyla doğal; evinizdeki gibi koltuğa uzanıp görsel ve işitsel gürültülerden soyutlanamıyorsunuz. Tüm duyular tek seferde orada, bu da müzikal detaya daha az esneklik tanıyor. Yalınlık ve insan öğesi ön planda. Aynı anda biz de oradayız siz de.

Efterklang / Röp: Ezra Kılınç / Bant No:56, Kasım-Aralık 2009
Efterklang – Horseback Tenors (Parades / The Leaf Label, 2007)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:57

Piano Magic
Salt gitar rock’undan Ortadoğu’nun etniklerine, Ortaçağ’ın soğukluğundan 80’ler synthlerinin organik aşinalığına, elektronik perküsyoların mesafesinden keman ve piyanoların yakınlığına, Piyano Magic hayranları çoktan Ovations’a gönüllerini kaptırdı.

Piano Magic / Yazı: Ekin Sanaç / Bant No:57, Ocak-Şubat 2010
Piano Magic – “The Blue Hour” (Ovations, Darla Records, 2009)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:58

WHY?
Bence bir sanatçı olarak, özellikle de hayatınız benimki gibi sürekli bir akış içindeyse, yaşadığınız deneyimleri yaptığınız işe yansıtma sorumluluğunuz var. Ben bir sanatçının her albümünde aynı şeyleri dinlemeyi sevmiyorum. Stil, içerik ve yapım alanlarında yaşadığımız gelişmeleri ve değişiklikleri belgelemek ise hoşuma gidiyor. Eğer işi gerçekçi tutacaksan, yenilikçi olmalı ve taze kalmalısın.

WHY? / Röp: J. Hakan Dedeoğlu & Ekin Sanaç, Çeviri: Yetkin Nural / Bant No:58, Mart-Nisan 2010
WHY? - "Into the Shadows of My Embrace" (Eskimo Snow / Anticon, 2009)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant No:59

Hot Chip
Şubat ayının ilk günü yayınlanan One Life Stand, isminin açık ettiği üzere, Hot Chip’in şarkılarında ağlamaklı vokallerle tasvir edilen aşk hikâyelerinin, durulup ebedî bir bağlılığa evrilişini temsil ediyor. Albüm, farklı ruh hâllerini birbirine birleştiren bir akışkanlığa, her zaman hayalini kurdukları çekicilikle ulaşıyor. Parçaların artık çok fazla eklentiye ihtiyacı yok, daha sade ve cesur ifade edebiliyorlar kendilerini. Albüme adını veren parçanın robotizm ve romantizm arasında yakaladığı mükemmel tını bunun en güzel kanıtı.

Hot Chip / Yazı: Ekin Sanaç, İllüstrasyon: Okan Arabacıoğlu / Bant No:59, Mayıs-Haziran 2010
Hot Chip - "One Life Stand" (One Life Stand / Parlophone, 2010)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:60

kutu
Genel anlamda müziğin gidişatına, geleceğine dair umut dolu ve karamsar olduğunuz noktalar var mı? Varsa neler?

Aslında bu soru başlı başına bir tartışma konusu... Üstünkörü açıklarsak; internetin yayılması ile bireyler farklı şeylere hızla ulaşabiliyor. Bu bir anlamda ufukları genişletiyor, ancak müziğe karşı arsızlığı da yer yer beraberinde sürüklüyor. Aynı zamanda albümlerin pratikte kıymetini yitirmesi söz konusu, ama bunun da albüm yapıp yatan müzisyenler yerine, müziğin özünde olan performans odaklı, sürekli kendini geliştiren müzisyenleri beraberinde getirebilecek olması bence güzel bir şey.

Utku Öğüt (kutu) / Bant No:60, Temmuz-Ağustos 2010
kutu – “Fjord” (İsimsiz / Müzik Hayvanı, 2013)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:61

Foals
İkinci albüm sendromu denen meret bazıları için son zamanlarda ters yöne çalışıyor. Geçen senenin şaşırtıcı The Horrors sürprizi ertesi Foals da farklı ateş ediyor; müziklerine dans elementleri katmış, olgun, eski bir grupmuş mermisi atıyor.

Foals – Total Life Forever / Yazı: Murat Ekşi / Bant No:61, Eylül-Ekim 2010
Foals – “Spanish Sahara” (Total Life Forever / Transgressive, 2010)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:62

The Chap
Yanlış ve ciddi değilmiş gibi görünmemizi bir kenara bırakacak olursak, canlı eğlence konusunda gerçekten ciddi ve profesyonel bir tutumumuz var. Genellikle karşımızdakilere hatırlattığımız bir şey var: ‘’Biz buraya para için geldik, siz de eğlenmek için geldiniz!’’ Ve eğlenceli olacak.

The Chap / Röp: Cem Kayıran / Bant No:62, Kasım-Aralık 2010
The Chap – We Work In Bars (Well Done Europe / Lo Recordings, 2010)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:63

Zach Hill
Kendimi katiyen bir virtüöz olarak değerlendirmiyorum. Diğer herkes gibi ben de bir enerjiyim, önemli olan bu. Teknik veya basit, benim için hepsi aynı. Müziği böyle terimlerle yargılamıyorum, bu çok zehirleyici.

Zach Hill / Röp: Seda Niğbolu / Bant No:63, Ocak-Şubat 2011
Zach Hill – Ex Ravers (Face Tat / Sargent House, 2010)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:64

Forest Swords
Albümün daha ilk saniyelerinde, duyulanın çok özel bir şey olduğu fark ediliyor. Aslına bakılırsa dub’dan lo-fi’a, drone’dan psikedelik ambient’a son yılların favorisi tüm akımlardan bir şeyler taşıyıp, bir o kadar da kimseye benzememek başlıbaşına ayırt edici bir nitelik. Hem şehirli hem pastoral, hem yakıcı derecede sıcak hem ulaşılmaz, hem ilkel hem modern. Ama hepsinden ötesi hipnotik loop’larıyla tüm bu kavramları akla bile getirmeyecek denli kapılacağınız hikâyeler anlatması…

Forest Swords - Dagger Paths / Yazı: Seda Niğbolu / Bant No:64, Mart-Nisan 2011
Forest Swords - “Miarches” (Dagger Paths / Olde English Spelling Bee, 2009) 

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:65

Black Dice
Müziğinizin en mühim öğesinin alışılmamış sesler ve gürültüler olduğu ortada. Bize biraz şarkı yazım aşamanızdan bahseder misiniz? Yeni sesler bulmak için kullandığınız metotlar neler?
Temelde “hiçbir ses yasaklı değildir.” Kendimizi sürekli yenilikçi ve etkileyici sesler yapmak için zorluyoruz ama bir yandan da sürekli fikrin güvenilirliğini ve müzikalliğini aklımızda tutuyoruz. Ve tabiî ki hâlâ akılda kalıcı sesler bulmayı deniyoruz.

Black Dice / Röp: Cem Kayıran, İllüstrasyon: Ethem Onur Bilgiç / Bant No:65, Mayıs-Haziran 2011
Black Dice - "Lazy TV" (Repo / Paw Tracks, 2011)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant No:66

Danger Mouse
Ben bugüne kadar Danger Mouse’la hiç aynı ortamda bulunmadım. Kendisiyle en ufak bir sohbetim olmadı. Ama bunu dile getirmemiş olsa da emin olduğum bir şey var; dinleyicileri, müzik otoritelerini ve herkesi şaşırtmayı çok seviyor. Hattâ biraz daha ileri gidip, “Yaşam sevincini müzik otoritelerini ters köşeye yatırmakta buluyor,” bile diyebiliriz.
Birbirinden çok farklı müzik dinleyicilerini aynı kanalda toplayabilmek belki çok fazla tecrübe, belki de eşsiz bir müzikal algı ister. Söz konusu durumu başarabilmiş az sayıdaki müzisyenden biri olan Danger Mouse, çok genç yaşından beri bu tip cümlelerin öznesi oluyor.

Danger Mouse / Yazı: Cem Kayıran / Bant No:66, Temmuz 2011
Danger Mouse – “Public Service Anouncement” (The Grey Album / Self Release, 2004)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No: 1

JD Samson
Hayatını bir mücadele uğrunda yaşayan, bunun için müzik yapan öncü kişilikler yaptıklarının karşılığını alıyorlar. Burada, Kathleen Hanna (Bikini Kill) ile beraber feminist elektropunk grubu Le Tigre’yi kuran, şimdi ise yeni elektro-slogan-punk grubu MEN ile dünyanın dört bir yanındaki kulüplerde öfkeli bir dans furyası yaratan JD Samson hemen akla geliyor. Kadın olarak doğduğu için kadın gibi incecik sesiyle bıyıkları altından söylediği provokatif dans şarkıları, kendini onun gibi hisseden ya da böyle hissetmesinde hiçbir problem olmadığının farkında olan herkes için rahat ve güvenli bir alan yaratıyor ki JD Samson için de bu alanı tanımlamak müzik yapmasının arkasındaki en önemli motivasyon…

JD Samson / Yazı: Ekin Sanaç, İllüstrasyon: Sadi Güran / Bant Mag. No:1, Kasım 2011
Le Tigre - “TKO” (This Island / 2004 / Universal Records)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag. No:2

Morphine
“Biliyorsunuz hakkımızda kaleme alınan her yazıda gitar olmadan, bas ve bariton saksafonla yaptığımız müziğin ilginçliği vurgulanıyor. Açıkçası ben, ne kadar iyi bir grup olduğumuzdan ve ne kadar iyi çaldığımızdan bahsedilmesini isterdim. Bizden çok daha ilginç bir sürü grup var. Aslında biz dizeler ve nakaratlardan oluşan üç dakikalık standart rock parçaları yapıyoruz sadece.”

Mark Sandman (Morphine) / Yazı: Seden Mestan, İllüstrasyon: Sadi Güran / Bant Mag. No:2, Aralık 2011
Morphine - “Murder For Money” (Like Swimming / 1997 / DreamWorks Records)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:3

Melt Banana
Saklı parçaların en fantastiğini en sona bıraktık… Japon noise’unun nadide parçalarından Melt Banana’nınki gibi cinnet hâlindeki bir müziği dinlerken “Daha fazla ne olabilir ki?” diye düşünebilirsiniz… Hemen şunu söyleyelim ki, hayat daha nelere kadir sayın dinleyici! Sorunun en güzel cevabını yine grubun kendisi, ilk albüm Speak Squeak Creak’in sonundaki sürpriz şarkıda saklıyor. İbrenin 350 BPM’i vurduğu, bir buçuk dakikalık iki düzine parçanın ardından gelen bu isimsiz şarkı, eğer ki öncesindekileri insana unutturuyorsa orada bir duralım, değil mi… Melt Banana değil, bir Japon ordusu var sanki hoparlörlerin arkasında! Gerçek, katıksız manyaklık, başka bir şey değil. Sonradan öğreniyoruz ki, bu isimsiz sürpriz, albümdeki tüm parçaların aynı anda çalınmasının sebep olduğu bir delilikmiş, “Siz cinnetin ‘C’sini görmemişsiniz,” diye yırtınıyor.

Arka Kapağa Sığmayanlar yazısından Melt Banana / Yazı: Ekin Sanaç / Bant Mag. No:3, Ocak 2012
Melt Banana - “Untitled” (Speak Squeak Creak / Nux Organization, 1994)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag. No:4

EMA
Ben sadece denemek ve “genç ölmek” ile “kültürel açıdan önemli bir figür olmak” arasındaki farkı göstermek istiyorum. Bence bu ayrımı yapamamak günümüzde yaşayan ve eser veren müzisyenler için büyük bir tehlike yaratıyor.

EMA / Röp: Chris McLaren, İllüstrasyon: Okan Arabacıoğlu/ Bant Mag. No:4, Şubat 2012
EMA - “The Grey Ship” (Past Life Martyred Saints / 2011 / Souterrain Transmissions)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag. No:5

Tune-yards
Bazı şeyleri kendime saklamayı tercih ediyorum. Sanırım hep bunu söylüyorum çünkü birinin şarkı sözlerimi bilmesi beni tanıdığı anlamına gelmez. Sözlerim bazen benimle ilgili oluyor, bazen de olmuyor. Farklı kişilik özelliklerimle oynuyorum; hepimizin duruma göre göstermeyi veya saklamayı tercih ettiğimiz karakter özelliklerimiz olması gibi.

Tune-yards (Merill Garbus) / Röp: J. Hakan Dedeoğlu & Ekin Sanaç, İllüstrasyon: Sadi Güran / Bant Mag. No:5, Mart 2012
Tune Yards - “Es-So” (Whokill / 2011 / 4AD Records)
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:6

Masaki Batoh
Farklı enstrümanlara duyduğun ilginin dışında kendin de yeni enstrümanlar icat ediyorsun. Bu ilgin nasıl başladı? İcat ettiğin ilk enstrüman hangisiydi?
Aslında bu ilgim nereden geliyor bilmiyorum ama muhtemelen Hieronymus Bosch, Arnold Böcklin, Pieter Bruegel, Luigi Russolo, Moondog gibi radikal sanatçılarla sürrealistlerden etkilenmiş olabilirim.
Sürekli olarak yeni sesler peşinde olma tutkusu benim doğamda var. Bu her zaman doğal bir öncelik olmuştur benim için. İlk icadım mı? Üzgünüm ama hayatımda hiç yeni bir şey icat etmedim. Ben sadece hünerimi geliştirerek sürekli kafamın içinde yankılanan sesi yaratmaya uğraşıyorum. Bu sesin neye benzediğini başkalarına açıklamaya çalışsam eminim ki kimse anlamaz. Bu yüzden yeni enstrümanlar peşinde olup bu sesi yaratmaya çalışmam gerektiğini anladım. Sanırım ilk el yapımı enstrümanım boş bir film kutusu ve ipek şeritlerden ürettiğim,  “böcek vızıltısı” anlamına gelen “Giri Giri Pee” adlı âletti. Burada geleneksel bir oyuncaktır bu ayrıca.

Masaki Batoh / Röp: J. Hakan Dedeoğlu / Bant Mag. No:6, Nisan 2012
Masaki Batoh - Brain Pulse” (Brain Pulse Music / Drag City, 2012)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:7

Black Dice
New York’un gelmiş geçmiş en arıza gruplarından biri Black Dice kendince bir “pop” yapmaya kalkışırsa ne olur? Aslında pek bir şey değişmiyor, yani muhtemelen onlar hayatlarının en pop albümünü yaptıklarını zannediyorlar. Hani radyolarda çalınır millet evinde dinler falan sanıyorlar ama durum elbette öyle değil. Öte yandan Mr. Impossible, grubun gerçekten de bugüne kadarki en dinlenebilir albümü, hattâ açık olmak gerekirse en iyi çalışmalarından biri. Özellikle albümün çıkış single’ı “Pigs” kopuşun doruk noktası! İstanbul konserlerini izlemiş olanlara bazı parçalar tanıdık gelecektir, ezkaza grubu dinleyen birçok kişi de genel olarak onlardan nefret edecektir. Ama ben gürültünün, yapıbozumunun taçsız krallarına buradan bir “ellerinize sağlık” demek istiyorum.

Black Dice / Yazı: J. Hakan Dedeoğlu / Bant Mag. No:7, Mayıs 2012
Black Dice - “Pigs” (Mr. Impossible / Ribbon Music, 2012)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag No:8

Jack White
O tanıdığımız manik görüntünün ardında işleyen inanılmaz kontrollü bir adamın varlığının artık hepten farkındayız. Plansız, başına buyruk görüntülü, ama attığı her adımın da sanki bir amacı var. Bob Dylan'dan kaynakçılık öğrendiğini söylemesinin, Guinness Rekorlar Kitabı'nın çalışanlarıyla oturup bir hafta boyunca dalga geçmesinin, karısıyla beraber verdikleri boşanma partisinin, plak şirketini kurduğu binanın eskiden şeker fabrikası olduğunu iddia etmesinin... Hepsi, kendi adı altında oluşturduğu bir hikâyenin, bir mitolojinin parçası. Bir aralar naftalin kokmaya başlayan rock star imajını da bu şekilde, olduğu gibi günümüze taşıdı. Önümüze çıktığı günden beri de insanları uğraştırıyor. Ama her şeyden önce de, adam gibi müzik yapıyor.

Jack White / Yazı: Leyla Aksu, İllüstrasyon: Saydan Akşit / Bant Mag. No:8, Haziran 2012
Jack White - “Sixteen Saltines (Blunderbuss, Third Man Records, 2012)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:9

Liars
Otoriteler grubun ilk albümünü daha başarılı bulsa da Liars’ın kafasına eseni yapma alışkanlığı bu albümle kendini tam anlamıyla belli etmiştir. Kâğıda bir şeyler yazan kalem sesinin de Liars’ın bir enstrümanı olabileceğini gözler önüne seren albüm, şu anki Liars ekibinin bir arada hazırladığı ilk albüm olma özelliğini de taşıyor.

Liars - They Were Wrong, So We Drowned / Yazı: Cem Kayıran / Bant Mag. No:9, Temmuz 2012
Liars - “We Fenced Other Gardens With the Bones of Our Own” (They Were Wrong, So We Drowned / Mute Records, 2003)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:10

Wild Nothing
Öyle bir albüm ki, tamamı klasik indie-pop hitlerinden oluşuyor gibi. Son 30 yılda söyleyecek sözü olan pop müziklere gönderme yapmak adına oldukça geniş bir zevk skalası yansıtıyor üstelik. Zaten Jack Tatum’un özelliği ve güzelliği bu değil mi? Sevdiği müziklerin onda bıraktığı izlere kapılarak kendi hikâyesi üzerinden olağanüstü melodiler, geçişler ve alanlar yaratmak.
Bir albümde her parça bir önceki kadar iyi tınlayabilir mi? Her yeni şarkı epik bir giriş yaparak insana kalbinin yerini hatırlatabilir mi? Anlayacağınız Wild Nothing cephesinde her şey çok iyi gözüküyor.

Wild Nothing - Nocturne / Yazı: Ekin Sanaç / Bant Mag. No:10, Ağustos 2012
Wild Nothing - “The Blue Dress” (Nocturne / Captured Tracks, 2012)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag. No:11

Shigeto
Müziğinizin belli kalıpları olduğunu söyleyebilir miyiz, yoksa daha çok doğaçlamaya yakın bir yerde mi duruyor? Ya da bu ikisini nasıl dengeliyorsunuz?
“İçimden ne geliyorsa” bana çok daha yakın bir tanımlama. Bahsettiğiniz dengeyi olabildiğince düşünmemeye çalışıyorum. Asıl odaklandığım, parçanın hoşuma gidip gitmemesi. “Çok mu çılgın bir parça oldu?”, ya da “İnsanlar bunun çok garip olduğunu düşünecekler” gibisinden kuşkulara ve düşüncelere daldığım zaman o an uğraştığım şeye olan konsantrasyonumu kaybediyorum. Öte yandan bu tip düşüncelerden hiç etkilenmemek de pek mümkün değil. Sanırım çoğumuz için bu geçerli.

Shigeto / Röp: Okan Aydın, İllüstrasyon: Saydan Akşit / Bant Mag. No:11, Eylül 2012
Shigeto - “A Child’s Mind” (Lineage, Ghostly International, 2012)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:12

The Twilight Sad
Peki Twilight Sad'in içinde hiç “sad” (hüzün) kalmadığında ne olacak?
O gün hiç gelir mi, bilemiyorum. Hakkında yakınabileceğim çok şeyim var. Bu, kişiliğimin bir parçası. Sevmediğim bir sürü insan var, o yüzden içimde, onlara odaklanarak, haklarında yazabileceğim daha çok şarkı var.

James Graham (The Twilight Sad) / Röp: Chris McLaren, Çeviri: Leyla Aksu / Bant Mag. No:12, Ekim 2012
The Twilight Sad - “Dead City” (No One Can Ever Know / Fat Cat Records, 2012)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag. No:13

Pet Shop Boys
Pet Shop Boys stüdyoda deney yapmayı sürdüren (ve elbette bunu karşılayabilen) az sayıda gruptan biri. Deneycilik, Pet Shop Boys’un pop anlayışı içindeki en önemli motivasyon. Her albümde bu sebeple farklı prodüktörlerle çalışıyorlar. Kanye West’in 808s & Heartbreak albümünü gözlerine kestirip Andrew Dawson’a Elysium için bu nedenle yanaşmaları bayağı etkileyici bir şey örneğin. Elysium Bonus CD’si olarak albümdeki parçaların enstrümantal versiyonlarını yayınlamaları da öyle. Böylece Pet Shop Boys’un ilk karaoke ve chillout albümünü de elimize almış olduk. İnsan hâlâ Pet Shop Boys’un her yeni albümünü dinlerken “Nasıl her şey bu kadar doğru olabilir?”, “Bir müzik üzerinde nasıl bu kadar iyi hâkimiyet kurulabilir?” diye kafayı yiyor. Bunu kaybetmeyi asla ama asla istemem.

Pet Shop Boys / Yazı: Ekin Sanaç, İllüstrasyon: Sadi Güran / Bant Mag. No:13, Kasım 2012
PET SHOP BOYS – “Invisible” (Elysium / Parlophone, 2012)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:14

Mac DeMarco
DeMarco'nun yerleşmiş, biraz kırılgan monotonluğuyla anlattığı hikâyeler, 70'leri çağırıştıran enfes, ağır çekim gitarıyla birbirine dolanmış, hayatın bazen aşılmaz tembelliğini ve sorunlarını çekici bir sarhoşlukla dinleyiciye aktarıyor.

Mac DeMarco / Yazı: Leyla Aksu / Bant Mag No: 14, Aralık 2012
Mac DeMarco - “Ode to Viceroy”  (2 - Captured Tracks, 2012)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag. No:15

Flying Lotus
Until The Quiet Comes, açılış şarkısı “All In”den son şarkı “Dream to Me”nin son sesine kadar sanki size hiç bilmediğiniz bir coğrafyayı gösteren bir belgesel film gibi. Duyduğunuz hemen her sesten keyif almanızın yanısıra şarkıların içinde sürekli bir merak ve heyecan duygusu sizi esir alıyor. Bunun sonunda da albümü dinlerken hiçbir detayı kaçırmamaya özen gösteriyorsunuz.

Flying Lotus - Until The Quiet Comes / Yazı: Cem Kayıran, İllüstrasyon: Ethem Onur Bilgiç / Bant Mag. No:15, Ocak 2013
Flying Lotus - “me Yesterday//Corded” (Until The Quiet Comes / Warp Records, 2012)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:16

Nosaj Thing
Albümün temposu hiçbir zaman huzurlu bir geceden yukarıya çıkmıyor ama buradaki şarkılar daha önce duyduklarımızdan daha hafif ve sıcakkanlı yayılıyor. Bu hafifliğin eksi tarafı, şarkıların biz arkamızı dönünce hemen uçup gitmesi. Ama biraz dikkatle detaylara bakıldığında, albüm nüanslarda şeklini buluyor.

Nosaj Thing / Yazı: Leyla Aksu / Bant Mag. No:16, Şubat 2013
Nosaj Thing - “Tell” (Home / Innovative Leisure, 2013)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag. No:17

Allah-Las
Turnede olmanın olumsuz tarafları var mı?
Denizden uzak olmak.

Allah-Las / Röp: Turkuaz Benlioğlu, İllüstrasyon: Saliha Yılmaz / Bant Mag. No:17, Mart 2013
Allah-Las - No Voodoo (Allah-Las / Innovative Leisure, 2013)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:18

Laetitia Sadier
Şarkılar hakkında konuşurken bahsetmemiz gereken asıl şey politik yanları, çünkü bizi rahat rahat aşk şarkıları yazmaktan hâlâ alıkoyan bir dolu adaletsizlik var. Müziğin, hayatta yapmak istediğim şey olduğunu fark etmem o sıralarda olmuştu. Konserlere gitmek benim için çok önemli bir aktiviteydi. Genelde yalnız giderdim. Bu müzik aşkını benimle paylaşacak gerçek bir arkadaşım yoktu.

Laetitia Sadier / Röp: Alex Mazonowicz / Bant Mag. No:18, Nisan 2013
Laetitia Sadier – Next Time You See Me (Silencio / Drag City, 2012)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag. No:19

Tomahawk
Bence birçok rock grubu kendini çok fazla ciddiye alıyor. Albüm kapağı, grubun tavrı, şarkı sözleri ve çoğu başka gruptan kendimizi felsefî ve fiziksel olarak uzak tutma biçimimiz arasında çok fazla ortak detay var.


Trevor Dunn - Tomahawk / Röp: Cem Kayıran, İllüstrasyon: Kaan Bağcı / Bant Mag. No:19 / Mayıs, 2013
Tomahawk – South Paw (Oddfellows / Ipecac, 2013)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:20

Replikas
Her albüm için geçerlidir; stüdyo sürecinden sonra şarkıları sahneye, seyirci önüne taşımak oldukça değişik bir deneyimdir. Bir anlamda şarkılar hayatlarına sahnede devam ederler. Bunun zorluklarını bilerek çalmaya başladık ve birkaç konser sonunda tam olarak ısındık diyebiliriz.

Replikas / Röp: Cem Kayıran / Bant Mag. No:20, Haziran 2013
Replikas – Ljubljana (EP No:1 / Ada Müzik, 2013)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:21

R.E.M.
O güne kadar kendini kanıtlamak için debelenen R.E.M.'in rüştünü ispat ettiği uzunçalar Document, adının hakkını veren, 80'lerin kolej kampüslerindeki politik havayı damıtan bir belge. Açılışta insanları kaderlerini ellerine almaya davet eden "Finest Worksong" ve Reagan döneminin cadı avlarına göndermede bulunan "Exhuming McCarthy". Bir de "Welcome To The Occupation". 

R.E.M. / Yazı: 13 Melek / Bant Mag. No:21, Temmuz 2013
R.E.M – Welcome To The Occupation  (Document / I.R.S, 1987)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:22

Belle & Sebastian
“Parkınızda olup bitenleri gördük,” dedi Stuart Murdoch, İstanbul’daki Belle and Sebastian konserine gelmiş kalabalığa. Tahmin edilebileceği üzere herkes coştu. “Yaşananları tüm kalbimizle hissettik,” diye devam etti. “Biz de olsak aynısını yapardık.”

Belle & Sebastian / Yazı: Alex Mazonowicz / Bant Mag. No:22, Eylül 2013
Belle & Sebastian – Suicide Girl (The Third Eye Center / Matador Records, 2013)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:23

Jerusalem In My Heart
Sözler, son derece kişisel ve çok politik olmak arasındaki çizgide bir yerlerde. Arap yurttaşlar olarak bize biçilen roller açısından politik sözler. Yeni doğmuş Arap ulusları olarak 1. Dünya Savaşı’ndan sonra bize bahşedilen dünya çok zor ve savaşa bulanmış bir dünya bu. Sen bir Türkiyeli olarak ne dediğimi çok iyi anlayabilirsin; zira sizler de Arap komşularınızın yaşadığı baskıları ve zorlukları yaşıyorsunuz. Ve tabiî bölgede 60 yılı aşkındır devam eden Siyonizm sorusu ve etkileri var... Tüm bunlara olan yaklaşımım açısından da sözler kişisel diyebilirim. 

Jerusalem In My Heart / Röp: J. Hakan Dedeoğlu / Bant Mag. No:23, Ekim 2013
Jerusalem In My Heart – 3andalib Al-Furat (Mo7it Al-Mo7it / Constellation, 2013)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:24

Lou Reed
Zevksiz bir rock dinleyicisinin, sevdiğiniz müzik hakkında nefret dolu bir şekilde yakınmasının yarattığı hissiyatı ancak gerçek popseverler anlayabilir. Siz onların kavrayamadığı bir şeyi anlıyorsunuzdur ve bu epey önemli bir şeydir. Daily Mail  eğer Reed’le ilgili negatif bir yazı koymuşsa, bundan Lou Reed’in bazı şeyleri doğru yaptığı anlamı çıkarılmalıdır. Daily Mail’in tiksinti dolu hislerine ön sayfadan yer vermesi Lou Reed’i anmak için yapılan en yerinde hareket olabilir.

Lou Reed / Yazı: Alex Mazonowicz / Bant Mag. No:24, Kasım 2013
Lou Reed – Looking For Love (The Bells / Arista, 1979)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:25

Emily Wells
Seyirci ile bağlantı kurmak her şeydir... Onunla beraber, mekânın ne kadar küçük ya da garip olduğunun önemi kalmaz; sen yanıyorsundur. Onsuz ise hiç uçamazsın.

Emily Wells / Röp: Yetkin Nural, Çeviri: Seçil Kalenderoğlu / Bant Mag. No:25, Aralık 2013
Emily Wells - “Mamma’s Gonna Give You Love” (Mama / Partisan Records, 2012)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag. No:26

Yo La Tengo
Hani bazı albümler vardır, her parçası iyidir, boş yoktur, o kadar ki albümdeki her parçanın adını bilirsiniz. Hattâ parça sıralamasını bile ezbere söylersiniz... Bunu yaptırabilen çok az albüm olduğunun da farkındasınızdır. İşte Fade de böyle bir albüm. Baştan sona ustalık, sevgi, umut, samimiyet ve zaferle dolu bir albüm. Yılın “en bütün” albümü ve biz bunu özlemişiz.

Yo La Tengo / Yazı: J. Hakan Dedeoğlu, İllüstrasyon: Sadi Güran / Bant Mag. No:26, Ocak 2013
Yo La Tengo - “Ohm” (Fade / Matador Records, 2013)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:27

Warpaint
Warpaint’in “Gözümüz yollarda kalmıştı” dedirten üçüncü stüdyo albümü, hastası olduğumuz bu kadınlara dair özlediğimiz tüm detayları bünyesinde topluyor: Samimiyetle parlayan ve duygusal ortaklıklara açılan şarkı sözleri ile tam dozunda ayarlanmış nefis gitarlar… Daha ne isteyebilirdik ki?

Warpaint / Yazı: Seden Mestan / Bant Mag. No:27, Şubat 2014
Warpaint - Warpaint” (Warpaint / Rough Trade, 2014)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:28

Silver Mt. Zion
Çağımızın deha müzisyenlerinden Brian Eno, Büyük Kültür Teorisi’nde sanatçıların yaptığı şeylerden birinin metaforlar üretmek, onlara meydan okumak, onlarda kusur bulmak ve bu metaforları yeni düzenler içinde bir araya toplamak olduğunu söylüyor. Silver Mt. Zion da günümüzde bu işi en iyi yapan oluşumlardan biri. Her ne kadar röportajlarda “politik bir grup olmadığını” belirtse de, gerek GY!BE döneminde konserlerinde dağıtılan çeşitli broşürler, gerekse müziğini dinlerken hissettiklerimizle günümüz dünyasının buhranlarına dikkat çekip farkındalık yaratmayı başarabiliyor. Dönem dönem farklı müzikal yönelimleri olan grubun her bir albümünden kendinize pay çıkarabilmeniz ve bu metaforların bir parçası olabilmeniz mümkün.

Silver Mt. Zion / Yazı: Altay Aydemir / Bant Mag. No:28, Mart 2014
Silver Mt. Zion - “Fuck Off Get Free” (Fuck Off Get Free We Pour Light On Everything / Constellation Records, 2014)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:29

Frankie Goes To Hollywood
1984 yılının ocak ayında meşhur İngiliz radyo DJ’i Mike Reed, Frankie Goes to Hollywood’un ilk kırkbeşliği “Relax”e ve kapağına karşı duyduğu nefreti yayında duyurmuş ve parçayı çalmayacağını ilan etmişti. İki gün sonra BBC doğrudan bir yasaklama getirdi. Ocak ayının 24’üne gelindiğinde parça bir numaraya yükselmişti.
Parçaya yasak gelmesinin ve İngiliz otoriteleri öfkelendirmesinin sebebi sözlerin cinsel içeriğiydi. Şarkı pornografik bir yapıt olarak addedilmişti. Ne Reed ne de BBC yönetimi tarafından cinsel yönelime herhangi bir referans verilmediyse de, Holly Johnson ve Paul Rutherford açık olarak eşcinseldi ve bu, çatışmayı kesinlikle kamçılıyordu.

Frankie Goes To Hollywood / Yazı: Alex Mazonowicz / Bant Mag. No:29, Nisan 2014
Frankie Goes To Hollywood - "Relax" (Relax / ZZT, 1984)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag. No:30

Gaye Su Akyol
“Ruhun Ölmüş Senin”i birisi yeniden yorumlamak istese bu kim olsun isterdin?
Zeki Müren, Beth Gibbons, Müslüm Gürses, Nina Simone Quartet.

Gaye Su Akyol / Röp: Seçil Kalenderoğlu, İllüstrasyon: Berat Pekmezci / Bant Mag. No:30, Mayıs 2014
Gaye Su Akyol – Yıllar Yılan (Develerle Yaşıyorum / Olmadı Kaçarız, 2014)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:31

TSU!
TSU! besteleri bana, kimsenin önceden varmadığı, zamanın bildiğimizden farklı attığı bir yerlerde bulunmayı ve oralarda yalnız olmayı hissettiriyor. Müziğinde tesiri olan, başlı başına etkileyen kurgular, zamanlar ve mekânlar var mı?
Bazı sokakların, yolların, bir dağ yamacının, olağanın dışında yan yana dizilmiş birkaç ağacın, evimin salonuna yılın sadece belli zamanında vuran akşamüstü güneşinin, söylenen ve havada asılı kalan bir kelimenin, tarihin ve inancın ve daha nice şeyin tarifi hemen hemen imkânsız etkileri var üzerimde... TSU!’nun müziği benim bunları özümseme, özetleme ve paylaşma dürtüm aslında... Ve beni derinden etkileyen ama bir türlü bütünleşemediğim onca şeyle belki bir başka hayatta, paralel bir zamanda bütünleşme dileği, alttan alta, sessizce... 

TSU! / Röp: Ekin Sanaç / Bant Mag. No:31, Haziran 2014
TSU! - "Bride of Parthanea" (H.M.S. Angora / Figure 8, 2014)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bant Mag. No:32

Dream Koala
Beni içine çeken bir film izlediğimde ya da kitap okuduğumda yeni müzikler yapmak için onlardan ilham alıyorum. Bilim kurgu beni fazlasıyla etkiledi çünkü iki farklı yönü var. Hayalî bir şey olduğu için hayal gücümü serbest bırakıp tamamen sürrealist ve dünyada olabilecek şeyler hakkında düşünebiliyorum. Diğer bir yanı ise bilim kurguyu kullanarak günümüz dünyasını ve toplumunu eleştirebiliyor olmanız. Benim için bilim kurgunun gerçek anlamı bu, fakat günümüzde insanların aklına daha çok Transformers gibi eğlendirici şeyler geliyor. Eğer bilim kurgunun ilk örneklerine bakacak olursak (Jules Verne’in kitaplarına mesela) olayın insanları eğlendirmek veya bir şeyleri havaya uçurmakla alâkalı olmadığını görüyoruz. Bu kitaplar insanlara kendilerini gelecekte hayal etme ve yaşadıkları dünyayı ve toplumu eleştirebilme şansı veriyor.

Dream Koala / Röp: Altay Aydemir / Bant Mag. No:32, Temmuz-Ağustos 2014
Dream Koala - "Saturn Boy" (Earth.Home.Destroyed, 2014)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

Bant Mag. No:33

Adult Jazz

Katı bir tutum içinde düşünmeyi sevmiyorum ama albümün içinden geçen ince bir çizgi var. Sanırım ortaya çıktığını gördüğümüz tema, kopyalanarak çoğalan iletişim biçimleri (özellikle ahlakla ilgili) ve anlaşılmazlığın nasıl kullanışlı hâle getirilebileceği ya da güçlü kullanılabileceği!

Adult Jazz / Röp: Cem Kayıran, İllüstrasyon: Naz Tansel / Bant Mag. No:33, Eylül 2014
Adult Jazz – Idiot Mantra (Gist Is / Spare Thought, 2014)

ÖNCEKİ Son 10 yıldan 99 müzik (I) SONRAKİ Son 10 yıldan sinemaya dair 99 alıntı (I)
Bu yazıyı paylaş