Artemis Tasarlıyor, Musa Dikiyor: Mükü

Bu yazıyı paylaş
İçerik

Artemis Tasarlıyor, Musa Dikiyor: Mükü

Röp: Seçil Kalendaroğlu
ÖNCEKİ Sürekli İşleyen Bir Dijital Medya Kovanı: MODE İstanbul SONRAKİ Ayaküstü: Girişim şart

Manyetik bant müzik blogunun yazarı Artemis Günebakanlı’yla yeni projesi Mükü ve giysi tasarımı üzerine sohbet ettik.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -


Galata’nın ara sokaklarından birinde bulunan atölyelerinde bir yandan kostüm ve giysi tasarımı yapan erkek arkadaşı Musa’ya yardım ederken bir yandan da üniversite yıllarından beri sürdürdüğü müzik bloguyla (Manyetik Bant) yazın hayatına devam eden Artemis Günebakanlı, her gününü geçirdiği bu atölyede bir sabah yeni bir projenin şevkiyle uyanmış.  Adını rahmetli anneannesinin lakabından alan Mükü, önce kendi içinde minik adımlarla büyürken zaman içinde sadece bir düşünce olmaktan çıkarak, bu yaz The Great Introvert adını alan bir yaz kreasyonu bile çıkartmış. Şimdi Artemis’in en büyük hedefi bu yeni kendini ifade etme biçiminde daha fazla insana ulaşabilmek.

Mükü’den önce neler yapıyordun bize biraz kendinden bahsedebilir misin?
İletişim mezunuyum. Okuldan mezun olduktan sonra çok kısa bir süre reji asistanlığı yaptım.  Fotoğraf asistanlığı ve biraz set fotoğrafçılığı yaptım. Sonra bir dergiye girdim, burada moda sayfaları hazırlıyordum. Okuldayken arkadaşlarımla birlikte Süveter diye, müzik üzerine bir blog yazmaya başlamıştık. 2009’dan beri ben Manyetik Bant blogunu tutmaya başladım ve o biraz büyüdü, bilinir oldu. Sonra Açık Radyo’da Manyetik Bant diye blogumla aynı adı taşıyan bir program yapmaya başladım. Şu an Radyo Eksen’e geçtim orada aynı programı yürütmeye devam ediyorum, online olarak bazı müzik neşriyatlarına hâlen yazmaktayım. Manyetik Bant’la birlikte gelişen konser fotoğrafçılığı da girdi işin içine ve zamanım bunlar arasında bölünmüş durumda.

Mükü nasıl ortaya çıktı?
Erkek arkadaşım Musa iki yıl önce kendisine bir atölye açtı. Atölyeyi açtıktan sonra daha çok şöyle bir düşünce oldu. Elimizde böyle çalışabildiğimiz bir yer var,  o zaman bunun üstüne gidelim.  Ben de acaba onun işlerine paralel olarak böyle bir şey yapabilir miyiz diye düşünürken Mükü ortaya çıktı. Önce eşe dosta göstererek, sonra birkaç butiğe koyarak da yayıldı. Bir de şunu fark ettim ki blog yazarak kendini nasıl ifade edebiliyorsan, giysilerle de kendini ifade edebiliyorsun. Onu da bir ifade biçimi, bir ifade yolu olarak görmeye başladığım zaman bunu yapmak bana mantıklı gelmeye başladı.

Birlikte çalışmanın artıları ve eksileri neler?
Ben çok müdahale edebiliyorum aynı yerde ve beraber yapabildiğimiz için. Bir de bazen ben çiziyorum, anlatıyorum ama aldığım kumaşla o şekilde dikilemeyecek, senin çizdiğin şekilde durmayacak gibi bir şey oluyor. Fermuarı oraya değil de başka bir yere koyman gerekiyor. O zaman Musa devreye giriyor bunu buraya alalım, şunu şuraya alalım diyor. Güzel bir işbirliği oluyor ama bazen kavga dövüş de oluyor.  Ama aynı atölyede olmak avantajlı bir şey ve de sevgili olduğumuz için birbirimize tahammül de edebiliyoruz. Başkası bu kadar önem de vermeyebilir ama o da kendinden birşeyler katıyor. Yapılırken müdahil olabilmek önemli bir şey; "bir dakika!" diye son dakikada değişiklikler yapabilmek güzel bir şey.

Musa: Çok zor; olacak gibi değil. İşin literatüründe olmayan şeyler istiyor, kullanılmayacak kumaşlar kullanıyor. Eski terziler olsa yapmaz, belli kurallar vardır onun dışına çıkmazlar. Artemis’le bunun dışına çıkıyoruz hattâ ben itiraz ediyorum bu renk olmaz bu kumaşla olmaz ama sonunda bakıyorum, güzel bir şey çıkmış.

 

Image
Image
Image
Image
Image
Image
 

Atölyeniz Galata’da...Bir mekân olarak Galata’da çalışmanın sizin için önemi nedir?
Semt olarak Galata’da olması bir atölye için iyi... Tekstil ya da kostüm üzerine çalışan biri için verimli bir yer. Çünkü tasarımcılar Galata’da bu nedenle kendilerine yakın bir yeri tercih edebiliyorlar. Benim için önemi çalıştığım yerin güzel olması, baktığım zaman gözüme hoş görünmesi. Duvarda güzel bir şey görmek, bir kimliği, kişiliği olması. O semtin kendi güzelliğinin, kendine çektiği yaratıcı insanların da orada olması. Çıkıp mahalle de gezdiğin zaman marangoz atölyesinden tişört baskısı yapan insanlara kadar, eliyle üretim yapan, bunun üstüne düşünen, birşeyler yaratmaya çalışan insanlar görebilmek insana heyecan veriyor.

Bundan sonra Mükü’ye dair planların ne?
Yaz koleksiyonumuz daha tutarlı ve tecrübeli olduğumuz, yapa yapa öğrendiğimiz bir koleksiyon oldu. Bundan sonra bir kere kış için ufak da olsa bir erkek koleksiyonu çıkarmak istiyoruz.  Bence bu giysileri onları sevecek insanlara ulaştırmak lâzım. Biraz tanıtımını yapmamız lâzım; hem herkesin tercih edebileceği ürünleri hem de biraz daha kendine has özellikleriyle ürünlerin hitap edebileceği kişileri bulmalıyız. Biraz afacanlık seven, o şekilde giyinen insanlar olabilir. Öncelikle yapmam gereken, onları giyecek insanlara ulaştırmak, tanıtmak. Sonra da bir şekilde sürekliliğini sağlayabilmek. Her kış, bahar, yaz, sonbahar bir koleksiyon çıkarabilmek.

Kış için neler düşünüyorsun?
Kış versiyonunda da yine yaz gibi tropikal etkiler olacak, hattâ adı Winter Tropics olacak. Ben bu aralar “Tropik” kelimesine ve kavramına takmış durumdayım. Çok güzel bir şey olduğunu düşünüyorum. Çünkü hava yeterince sıcak olursa, yeterince tropik bir iklimde olursan, nem vesairede yaşamak hayatta hiçbir derdi büyütemeyecek kadar zor bir şey. Nefes almaktan başka dert edecek bir şeyin kalmıyor. Metabolizma yavaşlıyor, hareketlerin sakinleşiyor.  O nedenle bu kış da bu kavram üzerinden gideceğim.

Tasarımlarını yaparken seni etkileyen sanatçılar ve albümler neler oldu?
Bu en son yaptığımız yazlık koleksiyonun ismi The Great Introvert. “Büyük içe kapanış” gibi bir anlamı var, oysa ki tasarımlar çok renkli. Bu tasarımları düşününce yaza doğru kış boyunca çok dinlediğim Sharon Van Etten var. Çiçek desenleri, batikler, tropik şeyler, kuşlar benim için hep ilham kaynağı. Nick Cave & Bad Seeds’in Dig, Lazarus, Dig!!!  albümünün de önemi büyük. Tropik her şey bana Nick Cave’i ve Warren Ellis’in gömleklerini hatırlatıyor. Daughter da çok dinlediklerim arasındaydı.

Son olarak, Mükü’ye nereden ulaşabiliriz?
Galata’da Halt adlı mekândan yine Galata’da Pliee Butik’ten ulaşabilirler. Ama daha çok web sitemiz  mukuistanbul.com  ve Facebook sayfamızdan (www.facebook.com/mukuistanbul)  ulaşabilirler.

 

ÖNCEKİ Sürekli İşleyen Bir Dijital Medya Kovanı: MODE İstanbul SONRAKİ Ayaküstü: Girişim şart
Bu yazıyı paylaş