Dub şairleri arasında bir ikon haline gelen Linton Kwesi Johnson'ın kariyerini Sedat Girgin'in illüstrasyonlarıyla gözden geçiriyoruz.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Chapelton, Jamaika’da dünyaya gelen Linton Kwesi Johnson, 1963 yılında Londra’ya göç etti. Lise yıllarında Kara Panter Partisi’ne katılan sanatçı, hareket kapsamında gerçekleştirilen şiir atölyelerinde aktif rol oynadı. Aynı zamanda, şairlerden ve davulculardan bir araya gelen Rasta Love isimli grupla çalışmalarını sürdürdü.
Şiirleriyle 1970’li yıllarda dikkat çekmeye başladı. Voices of the living and the dead (Yaşayanların ve ölülerin sesleri) isimli şiiri, kendisi gibi Jamaikalı olan roman yazarı ve şair Lindsay Barrett tarafından, Rasta Love’ın da yardımlarıyla sahneye uyarlandı.
Toplumsal meselelere dayanan politik şiirlerini reggae ile birleştiren Johnson, ilk albümünü 1978 yılında Virgin aracılığıyla yayınladı. Dub şairleri arasında bir ikon haline gelen sanatçı, asla kelimelerin ve kafiyenin gücünden vazgeçmedi ve özellikle de siyah gençlerin gördüğü zulüme karşı sesini yükseltti.
Johnson, 1981 yılında kendi plak şirketi LKJ Records’ı kurarken, “Reggae’yi yeniden müziğine kavuşturmak” mottosunu benimsedi. O güne kadar Island ve Epic gibi popüler plak şirketleriyle çalışan sanatçı bundan böyle tüm albümlerini LKJ Records aracılığıyla yayınlayacaktı.
2002 yılında şiirleri, Penguin’in efsanevi “Modern Klasikler” serisi kapsamında Mi Revalueshanary Fren isimli bir kitap olarak yayımlandı. Böylece Linton Kwesi Johnson, bu seri kapsamında kitabı yayımlanmış ilk siyah ve ikinci “yaşayan” şair oldu.