Fantazmagorya: Mark Hale - Mertcan Mertbilek - Tarık Töre Elgay

Bu yazıyı paylaş
İçerik

Fantazmagorya: Mark Hale - Mertcan Mertbilek - Tarık Töre Elgay

Hazırlayan: J.Hakan Dedeoğlu
ÖNCEKİ Bakmaya doyamayacağınız bir hayat hikayesi: Shoot The Arrow SONRAKİ Bela geliyorum demez: Duygu Uzman

Biz de beylik sorularımızla sanatçıların canını sıkmak yerine kendi kendileriyle röportaj yapmalarını istedik ve Fantazmagorya içeriği, sebebi, işlevi ve kendilerine dair diğer konulara doğru yola koyulduk. Başlıklar ve cevaplar kendilerinden…

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image


Mark Hale

FANTAZMAGORYA 
Mertcan: Fantazmagorya resimlerin hissettirdiği gerçekdışı duygularla eşleşen bir anahtar kelime. Tarz ve teknik secimi olarak farklı davransak da, bu isim bize bir yerlerde buluşma olanağı sağlıyor. 

Mark: Serginin bir bütün hâlinde (olması) durması için bir temaya ihtiyacımız vardı. Sınırlayıcı bir konu yerine Fantazmagorya’nın bizde yarattığı hissi tema olarak seçtik.

Tarık: Korku ve gizem birçok kapıyı açıyor.

Mark: Birde bu isimde 90’larda yapılmış bir bilgisayar oyunu vardı, sen oynamıştın değil mi?

Mertcan: Evet gizli gizli oynuyorduk, geceleri de altıma işiyordum.

 

GRUP SERGİ FİKRİ…
Tarık: Birbirimizi üniversite yıllarından tanıyoruz, sanat eğitimi alırken de birlikte çok vakit geçirdik ve resimlerimiz de doğal olarak birbiriyle etkileşim içerisinde gelişti. Resimlerimiz de bir araya geldiğinde de bir bütünlük oluşturdu Bu da bir grup sergisi açma fikrinin doğmasına sebep oldu ayrıca arkadaş olmamız işimizi kolaylaştırdı... Biz de bu fikri galeriye ulaştırdık ve keyifli bir surecin sonunda Fantazmagorya ortaya çıktı.

Mark: Hazırlık aşamasının başından beri fikirlerimizi sürekli paylaştık. Bu süre içinde birbirimizin çalışmalarını da gördük bunun da serginin bütünlüğüne bir katkısı oldu.

 

Image


Tarık Töre Elgay 

 

HAZIRLIK SÜRECİ…
Mertcan: Nisan ayından beri çalışıyoruz, tabiî çalışma temposu hep değişiyor. Mesela sergi tarihini aldık, yazın İstanbul’da kalıp çalışalım dedik tak direniş patladı. Sonra yaz biterken yapamadığımız tatiller için denize güneşe koştuk, sonra birden sonbahar ve sergi zamanı. Bazı haftalar çok iyi motive oldum, bazen başka işleri yetiştirmekle meşgul oldum ama ne yapacağımı başından beri biliyordum.

Tarık: Benim şanslı olduğum konu da tüm bunların dışında tam zamanlı resim yapabiliyor olmam. Akademi'de resim bölümünde yüksek lisans yapıyorum, Türkiye de ve yurtdışında farklı karma sergilere katılıyorum. Tabiî Fantazmagorya ilk ciddî grup sergimiz diyebiliriz. O yüzden benim için önemi başka. Sonra başka uğraşlarımız da var. Bir taraftan Mertcan'la birlikte Kilink konserleri veriyoruz diğer taraftan yeni grup Palmiyeler’in kayıtlarındayız.

Mark: Palmiyeler’i ne zaman dinleyebileceğiz?

Mertcan: Sanıyorum mart gibi Palmiyeler'i yayınlarız. Öncesinde de olabilir, tarihten çok emin değilim.

Mark: Tarık, akademiden olmak senin işine yaradı mı?

Tarık: Güzel bir yer, okulda yağlı boyaya başladım ve yağlıboyayı çok sevdim İmkânları çok fazla o yüzden kendime en yakın hissettiğim malzeme hâline geldi

Akademide okumanın birçok katkısı var. Birçok ressam inceliyorsun bir süre sonra hepsini çok sevmeye başlıyorsun. Yapıtları ilham kaynağın oluyor fakat bu zor bir şey hâline dönüşmeye başlayınca “Lanet olsun!!! Ben kafama göre takılacağım” da diyebilirsin. Tabiî o ressamları her zaman çok seviyorsun bu hiç değişmiyor.

 

İLHAM KAYNAKLARI…
Mark: Kafamda bir şey olmadan boş bir kâğıda bir şeyler karalayıp şekillerin oluşmasını görmek bence iyi bir başlangıç noktası.

Tarık: Bende hislerden yola çıkmayı seviyorum içeride olan şeyleri görselleştirmeye çalışmak zorlu bir serüven ama istediğine ulaştığında çıkan şey insanı mutlu ediyor

Mertcan: Sergi gezmek, iyi işler görmek çalışma isteği uyandırıyor.

Mark: Bu yıl gördüğün en iyi sergi neydi?

Mertcan: Mat Collishaw bana göre yılın en iyisiydi, hem animatör, hem de resim yapan biri olarak beni en çok besleyen sergi oldu.

Tarık: Ben de geçtiğimiz haziran ayında Artbasel sanat fuarını gezdim. Oldukça etkileyici yerleştirmeler vardı. Tuval resminde de rahat olduklarını gördüm bu da beni yeni yapacağım şeyler için cesaretlendirdi

 

Image


Mertcan Mertbilek

 

BUGÜNLERDE DİNLENENLER…
Mark: Bill Callahan’in son albümü Dream River’ı hiç sıkılmadan dinliyorum. Chuck Berry ve Nick Drake de havaya göre gelip gidiyor.

Tarık: Çalışırken ambient ve klasik müzik dinlemeyi seviyorum Robin Guhtrie favorilerimden bu ara. Onun haricinde Kurt Vile ile arkadaş olmak isterdim, bence çok iyi anlaşırdık.

Mertcan: Biraz o biraz bu.

 

ÇALIŞMA TEKNİKLERİ…
Mark: Son zamanlarda tüm gün bilgisayar karsısında olduğumdan dijital çalışmaya çok alıştım ama kâğıt üzerine çalışmayı özlüyordum sergi hazırlığı da bu yüzden çok zevkli geçti.

Tarık: Benim açımdan birebir ilişki kurduğun her türlü malzeme tamamdır. Tabiî eskiden beri alışık olduğum kurşun kalem kâğıt arkadaşlığı esastır. Sanki malzeme basit olunca düşünceler daha kolay aktarılıyor, değil mi ama öyle? Farklı şeyler deneyen, malzemenin olanaklarını zorlayan insanları takip ediyorum, olmayacak şeyleri kullanıp doku olarak eritmek gibi şeyler mesela. Goya’yı çok severim mesela ya da Freud gibi boyayı kullanan ustaları ayrıca neo-ekspresyonistleri takip etmeye başladım Peter Doig gibi bir de Hockney tabiî ki herhalde herkesin favorilerindendir.

Mertcan: Boya işlerinin dışında gravür yapmayı seviyorum, ayrıca dijital animasyonlar üretmek de en sevdiğim işlerden birisi.

 

DİJİTAL VE EL İLE RESİM YAPMAK…
Mark: Dijital çalışırken hataları rahatça kapatıp kolayca alternatifler üretmek mümkün. Bu da daha emin ilerlemeyi sağlıyor. Günümüzde iş çıkartabilmenin bu kadar hızlanıp kolaylaşması kalitede eksikler yaratsa da beraberinde harika işler de görüyoruz.

Mertcan: Tabiî ki kağıt kaleme daha hakimiz, ben o yüzden dijital bir illüstrasyon ya da animasyon filmi yaparken bile önce kağıda çalışarak başlıyorum. Direkt olarak ekrana çizebildiğimiz teknolojiler de mevcut. Hepsi birşeyler üretelim diye bizi bekliyorlar.

Tarık: O kalem çok kaygan yahu...

Mark: Sen dijital çalışmayı düşünüyor musun?

Tarık: Şimdilik öyle bir planım yok.

 

FANTAZMAGORYA'DAN BEKLENTİLER 
Tarık: Genelde talihsiz olaylar, veya içinde bulunduğumuz sikik durumlar, bakış açısına göre komik ya da serseri bir hâl alabiliyor, böyle biçimler arıyorum. Bazılarına koyduğum isimlerle izleyiciye bir fikir veriyorum bazen de isimsiz ya da tanımlayıcı bir ad koyuyorum.

Mertcan: Benim de isimsiz resimlerim var ama izleyiciyi yönlendirici isimler de kullandım.

Mark: Ben kâğıt üzerine renkli mürekkeple çalıştım. Resimlerde hayatta pek karşılaşmayı ummadığımız sahneler var, ama bir taraftan da sadeliği ve saflığı resimlerin bir parçası hâlinde tutarak gerçeküstü hâle getirmemeye dikkat ettim.

 

RESİMLERİN İSİMLERİ 
Mark: Benimkilerden birinin adı “Kurt ve Kuzu”.

Mertcan: “Karşılaşma”, “Buluşma”, “Ağaçların Gözleri” var.

Tarık: “Sinek Adam”, “Baş Belası”..

 

GELECEK PROJELER
Mertcan: Birlikte birkaç sergi daha yapmayı çok istiyoruz. Video ve resimlerimizi bir arada kullanacağımız projeler üzerinde de çalışıyoruz. Ayrıca solo projelerimiz üzerine de konuşuyoruz. İzleyicilerle buluşmak zaten bu işin en keyifli yanı o yüzden bir süre sonra tekrar karşılarında olacağımıza eminim.

 

ÖNCEKİ Bakmaya doyamayacağınız bir hayat hikayesi: Shoot The Arrow SONRAKİ Bela geliyorum demez: Duygu Uzman
Bu yazıyı paylaş