Bu Ay Ne İzlesem?

Bu yazıyı paylaş
İçerik

Bu Ay Ne İzlesem?

Yazı: Melikşah Altuntaş - İllüstrasyon: Can Çetinkaya
ÖNCEKİ 2013'de Televizyonun En İyileri SONRAKİ Sinema Dergisi (Ekim 1994 - Aralık 2013)

Yeni yılla birlikte sinema salonlarında potansiyel Oscar adayı filmlerin bir bir arz-ı endam etmeye başladığı ocak ayında, 2013’ün en sevilen birkaç filmi de nihayet vizyon şansı buluyor.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

AYIN FİLMİ

INSIDE LLEWYN DAVIS

17 Ocak

*Coen Kardeşler’in folk şarkıcısı Dave Van Ronk’ın hayatından esinlenerek çektiği ve ödül sezonunun ortasına bomba gibi düşen son filmleri, mavi-gri puslu bir dönem New York’unda, tutunamayan bir müzisyen portresi çiziyor.

*Filmin başrol oyuncusu Oscar Isaacs, daha önce Drive, E.W., Sucker Punch gibi filmlerde karşımıza çıkmıştı. Bu ilk ciddî başrolüyle çok sayıda eleştirmenler birliği ödülü ve bir Altın Küre adaylığının sahibi oldu. Oscar adaylığı ise çok olası.

*Son beş filmlerinden dördüyle en iyi film adaylığı kazanan Coen Kardeşler’in bu filmle de film, erkek oyuncu, senaryo, görüntü yönetimi, orijinal müzik gibi kategorilerde adaylık şansına kesin gözüyle bakılıyor.

*Filmin oyuncu kadrosunda, bu filmle birlikte altıncı kez Coenlerle çalışan John Goodman’ın yanısıra, Carey Mulligan, Justin Timberlake, Garrett Hedlund, F. Murray Abraham ve Girls dizisinin oyuncuları Adam Driver ve Alex Karpovsky de yer alıyor.

*Coen Kardeşler bu filmde görüntü yönetimini, Barton Fink’ten bu yana 11 kez birlikte çalıştıkları Roger Deakins yerine ilk kez birlikte çalıştıkları Bruno Delbonnel’e teslim etti.  

*Inside Llewyn Davis, Başka Sinema’nın bu ayki bombası.

Bruno Delbonnel’in harikalar yarattığı dört film

-Faust (2011)

-Across the Universe (2009)

-Un long dimanche de fiançailles (2004)

-Amelie (2001)

Coen filmlerinden beş John Goodman karakteri

-Big Dan Teague (O Brothter, Where Art Thou?, 2000)

-Walter Sobchak (The Big Lebowski, 1998)

-Haber spikeri (The Hudsucker Proxy, 1994)

-Charlie Meadows (Barton Fink, 1991)

-Gale Snoats (Raising Arizona, 1987)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

OCAK VİZYONUNUN ÖRTÜK TEMASI

ÖDÜLLÜ KADIN OYUNCULAR

Ödüllü filmlerin peşisıra arzı endam edeceği ocak vizyonunda, festivallerden geç gelen bazı özel filmleri nihayet vizyonda izleyeceğiz. Bunlardan bazıları ise yıl boyu uluslararası ve ulusal bazı çok önemli festivallerden kadın oyuncu ödülleriyle dönmüş ya da başrol kadın oyuncularına sayfalarca methiyeler düzülmüş filmler. 

Gloria (10 Ocak): 2013’ün pek çoklarına göre, beyazperdedeki en özel anlarından birkaçını birini yaşatan Paulina Garcia, bu kendine özgü Şili filmindeki kusursuz performansıyla Berlin Film Festivali’nden en iyi kadın oyuncu ödülüyle döndü ve canlandırdığı Gloria karakterinin katıksız yaşama coşkusuyla da sinema tarihinin en acayip karakterlerinden birini bedene getirdi.

Le Passe (31 Ocak): The Artist’le dikkatleri üzerine çeken Berenice Bejo’nun Asghar Farhadi’nin elinde bir cevhere dönüşerek Cannes Film Festivali’nden en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandığı bu iki arada bir derede kalan, bol gelgitli performansı tek kelimeyle göz kamaştırıcıydı. Karakterinin yaşadığı her türlü gönül çalkantısını olağanüstü bir gerçekçilikle perdeye yansıtmaktaki başarısıyla Bejo, tek atımlık kurşun olmadığını da ispatlamış oldu.

Pozitia Copulului / Child’s Pose (10 Ocak): Her ne kadar Berlin Film Festivali’nde kadın oyuncu ödülünü Gloria’ya kaptırmış olsa da, festivalden en iyi film ödülüyle ayrılan bu keskin dram, büyük bir yanılsama içerisindeki anne rolünde harikalar yaratan Luminita Gheorghiu’nun performansına epey yaslanıyordu. Gheorghiu’ya Avrupa Film Ödülleri’nde en iyi kadın oyuncu adaylığı getiren performansının devamının nasıl geleceği ise merak konusu.

Kusursuzlar (3 Ocak): İlk kez Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde seyirci karşısına çıkan ve buradan en iyi film ödülüyle ayrılan Kusursuzlar, başroldeki iki kadın oyuncusu Esra Bezen Bilgin ve Malatya Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünün sahibi olan İpek Türkan’ın incelikli performansına çok şey borçlu. İki kız kardeş arasındaki sevgi-nefret ilişkisi ve yıllara dayanan bir hesaplaşmanın yarattığı gerilimi bedenlerinde hissettiren iki kadın oyuncu da filmin ismiyle müsemma hâlde.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

 OCAK AYININ SİNEMA OLAYI

ÖDÜL SEZONU

12 Ocak’ta sahiplerini bulacak Altın Küre ödülleri ve 16 Ocak’ta açıklanacak Oscar adayları öncesi, yılın en iyileri listelerinde adını sık sık gördüğümüz ve bu yılki Oscar adaylıklarına kesin gözüyle bakılan filmlerden dördü, bu ay vizyona giriyor.

12 Years A Slave (24 Ocak): İlk filmi Hunger ile kendine hayran bıraktıktan sonra Shame yoluna nefis bir biçimde devam eden Steve McQueen’in epik sularda yüzerek, 1800’lerin sonunda kaçırılarak köle olarak satılan siyahi bir kemancının 12 yıllık esaret öyküsünü anlatmaya çalıştığı son filmi, yedi dalda aday olduğu Altın Kürelerden dramada en iyi film ödülünü kucaklayacak gibi görünüyor. Aynı kategoride kazanılacak bir Oscar’ın da en büyük potansiyele sahip adayı kendisi.

American Hustle (17 Ocak): Her sene Oscarlardan başrol ve yardımcı oyuncularına ödül kazandırmaya ant içmiş gibi görünen David O.Russell’ın bu yılki ödül avcısı filmi, dört başrol oyuncusuna (Amy Adams, Jennifer Lawrence, Bradley Cooper ve Christine Bale) da adaylık çıkarma ihtimali hayli yüksek bir 70’ler komedisi. Altın Küre’lerde de komedide en iyi film ve kadın oyuncu (Amy Adams) ödüllerini kucaklaması kimseyi şaşırtmayacaktır. Film, yönetmen, senaryo gibi kategorilerde Oscar adaylığı ise garanti.

The Secret Life of Walter Mitty (3 Ocak): Ben Stiller’ın, sinema aşkıyla dolup taşan bir insan olduğunun kanıtı niteliğindeki yazıp, yönetip, başrol koltuğuna oturduğu son filmi, özellikle uyarlama senaryo kategorisinde Oscar adaylığını kazanıp kenara çekilecek gibi görünüyor. Ödül şansı fazla yüksek olmasa da adaylık kazanması bile son derece önemli.

The Broken Circle Breakdown (24 Ocak): Bu yıl Belçika’nın Oscar adayı olan ve yabancı dilde en iyi film kategorisinde ilk 9’a kalan filmlerden biri olan The Broken Circle Breakdown’un aday olup olamayacağıyla ilgili kaderi 16 Ocak’ta belli olacak ama potansiyeli bir hayli yüksek. Zira film, Oscar akademisinin pek seveceği türden, müzikal bir melodram.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Image

 BU AY AYRICA

*Spike Lee’nin geçen ay vizyona girecekken, son anda bu aya kaydırılan yeniden çevrimi Oldboy,

*Paul Schrader’ın uzun süre sonra yönetmen koltuğuna geri döndüğü epey olaylı filmi The Canyons,

*Vizyon tarihi sürekli ertelenen yerli ilk film Ferahfeza,

*ve Frankenstein efsanesini küllerinden doğuran I, Frankeinstein da gösterime giriyor.

ÖNCEKİ 2013'de Televizyonun En İyileri SONRAKİ Sinema Dergisi (Ekim 1994 - Aralık 2013)
Bu yazıyı paylaş