Oh Be Sonunda, The Ringo Jets

Bu yazıyı paylaş
İçerik

Oh Be Sonunda, The Ringo Jets

Hazırlayan: Reha Öztunalı
ÖNCEKİ 2013'ün müzik açısından önemli 7 ânı SONRAKİ Dinleme Odası'ndan Haber Var

Portekizli blues/folk/indie gitarcısı Frankie Chavez yurdumuzda pek meşhur değil henüz… Ama yolları bir şekilde bizim The Ringo Jets ile türlü vesilelerle çakışmış… Gençler birbirini sevmiş, anlaşmış… Madem böyle bir durum var, The Ringo Jets’in de aylardır beklenen albümü (sonunda) bu ay Tantana Records etiketiyle yayınlanacak, kendi aralarındaki bir Skype sohbetini yayınlayalım dedik.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Image


Frankie Chavez ve The Ringo Jets...
Frankie Chavez: Selam
Lale: Merhaba..
F: Nasıl gidiyor?
Tarkan: Heyecanlı... Albümü bekliyoruz. Gün saymaya başladık...
F: Biliyorum, ben bayıldım ne yalan söyleyeyim. Oraya geleceğiz ama bana önce grubun ismi nereden çıktı bir anlatsanıza... Güzel isim…
L: Teşekkürler. Kelimelerle oynuyordum aslında. Tam hatırlamıyorum ama bir şekilde THE RINGO JETS dedik bir yerde, hepimiz ikna olduk, öyle kaldı.
F: Açıkçası Türkiye'den bu tarz bir grubun çıkmasına şaşırdım. Yani, Portekizli biri olarak ben de bunu duyuyorum sıkça, ama size gelen tepkiler nasıl?
L: Sana da mı aynı tepkiler geliyor? Burada da benzer aslında... İnsanlar gelip nasıl oldu da bu tarz müziğe sardık soruyor; şüpheleri var sanırım!
F: Türkiye'de blues/rock sahnesi ne durumda?
T: Blues dersen, bir kaç kulüp var, jam session'ların yapıldığı; çok yetenekli müzisyenlere denk gelmen mümkün... Ama "grup" olarak sorarsan, biz denk gelmedik herhâlde... Çok iyileri mutlaka vardır ama bizim gördüklerimiz daha çok klasik blues havalarında takılı kalmışlardı açıkçası. Rock sahnesi baya geniş; metalden tut, krautrock'a kadar her türlüsü mevcut ve aralarında bir kaç tane çok orijinal grup da var.
F: Türkiye dışında çaldığınız konserler de olduğunu biliyorum. Primavera, Waves, Glimps, XtrarRadio Fest... Eminim bin kere anlatmışsınızdır, klişe soru olsun istemem ama sizi tanımayan kitlenin tepkileri nasıldı? O çok önemli çünkü...
L: Genelde tepkiler iyi... Biz de bundan çok memnunuz.
F: Sizden "Dünya Müziği" tipi bir şey bekleyenler olmuyor mu? Ben beklerdim şahsen...
Deniz: Bekliyorlardır herhâlde... Ama durumun öyle olmadığını hemen anlıyorlar.
L: Ben daha o ilk akorla değişen suratları görmeyi çok seviyorum. Sonuçta Doğulu, kadın davulculu bir grup ezberiyle geliyorlar herhâlde. Ama volümü duyunca ifadeler tersyüz oluyor. Böyle güm diye... Gerçekten seviyorum o ânı... .
F: Başka hangi festivallerde çaldınız?
T: Türkiye'deki festivallerden Rock'n Coke, Mono, NewComers'da çaldık... One Love'da da çalacaktık aslında ama, malûm bu yaz “olaylı”ydı, festival iptal oldu.Image

Tantana Records etiketli ilk The Ringo Jets albümü 13 Ocak'ta CD ve dijital formatta yayınlanıyor.
F: Biliyorum Türkiye için sıcak bir yaz oldu... Ama bir şey söyleyeyim mi bence dünyaya çok önemli bir mesaj verdiniz bir yandan. Böyle bir tepkinin Türkiye gibi bir ülkeden çıkması bence çok önemli...
L: Ha ha; belki haklısın ama burada bitmek bilmiyor, seninle konuşuyorken bir yandan gözümüz kulağımız televizyonda; kusura bakma... 
F: Nasıl yani? Ne oldu? Gösteriler tekrar mı başladı?
T: Evet. Hükümet ve onlara yakın tiplerin 4.5 milyon dolarlık bir hırsızlığı ortaya çıktı. Uzun hikâye ama paralar ayakkabı kutularından çıktı... Pis işler... 
F: Çok saçmaymış. Bizim de Portekiz de hükümetten yana sorunlarımız var ama alıştık artık...
L: Eminim sadece beyaz, dindar erkeklerin kafalarına göre yaşadığı ama kalan herkesin baskı altında olduğu bir yerde yaşasaydın, sen de sinirlenirdin. Kadınların durumunu hiç anlatmayayım. Tecavüze uğrasak, bizim kabahatimiz olacak neredeyse...
F: Hadi canım...
L: Yani...
F: Neyse, albüme gelelim... Kulağıma bazı "ilhamlar" çarptı diyelim; mesela White Stripes (sadece gitarlar değil, özellikle “Stomper” ve “The Place”te vokaller de bana Jack White'ı hatırlattı). Sizin için önemli bir ilham kaynağı mı?
T: Bunu çok duyuyoruz... Kadın davulcu ve gitar grubu olmaktan herhâlde. Tabiî ki White Stripes'ı seviyoruz ama The Ringo Jets'in beslendiği daha bir sürü grup var. Zamanla bu daha net anlaşılacak herhâlde...
F: Jon Spencer & The Blues Explosion'ın çiğ hâli de var sanki biraz? 
T: Aynen. Jon Spencer büyük bir kaynak mesela. Severiz... Peki sen?
F: Tabiî ki ben de çok seviyorum... ZZ Top ile aranız nasıl?
T: Evet! ZZ Top'ın erken zamanları da kesinlikle iyi bir ilham kaynağı...
F: Garaj ruhuna da The Sonics'ten miras diyebilir miyiz?
L: Tabiî ki... En sevdiklerimizden...
F: Albümde Slim Harpo'nun “Shake Your Hips”ini yorumladığınız gördüm. Çok sıkı olmuş... Rolling Stones versiyonuyla meşhur olmuş bir parçadır aslında.. Slim Harpo, Robert Johnson, John Lee Hooker gibi klasikleri sever misiniz?
T: Bu müziklere aşina olan kim sevmez? Hattâ ben Howlin' Wolf'u da eklerim. Çok güçlüdür, Magic Sam, Muddy Waters, Lightnin' Hopkins mesela... Sonra rhythm and blues'culardan Curtis Mayfield, Marvin Gaye, Stevie Wonder, Ray Charles gibileri...
D: Sonra Yardbirds, Cream, The Who, Hendrix...
T: Blue Cheer, Mountain, Grand Funk... Daha gider böyle sonsuza kadar... O kadar çok var ki...
F: Çoğunu ben de çok severim... Cream ve Hendrix beni de çok etkilemiştir mesela...
L: Değil mi? Kim sevmez ki?
F: İki EP çıkarmışsınız diye okudum... “Limited Lunch Pack” ve “Darmdstadt Tapes”... Onları duymadım galiba ben...
L: “Darmstadt Tapes”i daha yayınlamadık zaten. Belki ileride bootleg gibi çıkarırız, bilemiyorum. O kayıtlardan bir parçayı LP'nin önsatışında ikram edeceğiz ama...
F: LP ne zaman geliyor? Bayağıdır bekliyoruz...
L: Asıl plan yaz başında çıkarmaktı. Ama Gezi gibi tarihî bir durum oluşunca biz de kendimizi sokaklara attık. Albümü de 2014 albümü yapalım dedik.
F: Prodüktörünüz Tommaso Colliva ile çalışmak nasıldı? EP'lerden farklı mıydı?
D: Tommaso harikaydı. Derli toplu, programlı ve bir o kadar rahattı... EP'lerden esas farkı, ilk kez tam teşekküllü büyük bir stüdyoda kaydetmekti tabiî... Gerçekten çok eğlendik...
F: Yapım sürecini biraz anlatır mısınız?
T: Bir haftada on parça kaydettik... Overdub'ları, vokalleri, soloları vs. Gitmeden önce aklımızda bir sürü parça fikri vardı aslında... Ama Tommaso, “Darmstadt Tapes”i dinledikten sonra, oradaki seçkiyi çok sevdi ve o parçalara odaklanmayı önerdi. Sözünü dinledik, iyi de oldu valla...
F: Benim de yeni albümümü Tommaso miksliyor. Menajerim üzerinden tanıdım ve öğrendim ki o da sizin sayenizde tanımış. Aşırı çalışkan bir tip..
L: Değil mi? Bunu duyduğuma sevindim, yeni albümünün devasa tınlayacağına eminim.
F: Teşekkürler. Peki The Ringo Jets'te besteleri kim yapıyor? Kişisel çalışmaları mı topluyorsunuz? Yoksa beraber mi
D: Genelde stüdyodaki seanslardan çıkıyor aslında, yani ortak çıkıyor demek daha doğru... Bazen birimiz tek bir riff ile geliyor, orasını burasını birlikte düzeltiyoruz, ortak bir şekil alıyor. İngilizce anadilimiz olmadığı için sözleri sonradan yazıyoruz.
F: Ben de...
F: Konserlerde Fender Strat, Telecaster ve Gibson Les Paul kullandığınızı fark ettim harika gitarlar... Biraz ekipmanlarınızı anlatsanıza...
T: Ben genelde tekli manyetikleri seviyorum. Strat ve Tele ideal...
D: Ben daha kalın tonları sevdiğim için Les Paul humbucker manyetikli gitarları tercih ediyorum. Bir tane de Gretsch var...
L: Benim de özel yapım bir zil setim ve 6,5" Gretsch trampetim var. Kocaman ses seviyorum!
F: Pedallar? Amfiler. Anlatsanıza yahu... Merak ediyorum...
D: Ben Whammy, Digital Delay kullanıyorum. Ayrıca hem ben hem Tarkan'da ortak payda olarak Big Muff, özel yapım Machsonic Overdrive, MXR MicroAmp var.
T: Ben de ayrıca POG, Fab Echo, Compression Sustainer ve Wah Pedalı kullanıyorum. Amfi olarak Fender Twin Reverbs iyidir... Eski bir  Marshall kafa, 4x12 hoparlör de iyi gidiyor ama.
T: Ekipman konusunda seçici olsak da çok pahalı şeyler kullanmıyoruz aslında... Bizim soundumuzu yakalamak için 30 bin dolarlık gitarlar gerekmiyor.
F: Evet öyle bir moda çıktı şimdi. Bu tip soundlar için illa Vintage bir gitar lâzımmış gibi...
T: Aynen... Zaten öyle bile olsa, alacak durumumuz yok...
F: Turneye "hafif" mi çıkıyorsunuz, yoksa her şeyi yanınızda götürüyor musunuz? 
D: Evet olabildiğince hafif seyahat ediyoruz, trampet ve ziller, gitarlar ve pedallar, biraz kılık kıyafet, o kadar...
F: Başınıza gelen komik-teknik bir şey olmuştur illa ki... Bana çok oluyor...
L: Olmaz mı... Ama genelde Türkiye başımıza geliyor öyle komiklikler...
F: Ne gibi? Bana mesela konser mekânında ses sistemi yok demişlerdi. Olabiliyor böyle şeyler, çok normalmiş gibi...
D: Evet benzer şeyler... Avrupa'da başımıza gelen ve komik sayabileceğimiz durum "çok gürültülü" sayılmamız.
L: Evet zilleri falan bantlamıştık. Hoş iki kere çıkarıp attık sonunda, olmaz öyle!
F: Hahaha! Tahmin edebiliyorum... Gerçekten güzel sohbet oldu, sağ olun...
L: Evet... Bize vakit ayrılığın için çok sağ ol... Albümünü bekliyoruz.
F: Ben sizinkini aylardır bekliyorum!!
T: Hahaha haklısın... Denk getirip beraber çalalım ilk fırsatta...
F: Galiba yakın gelecekte olacak öyle bir şey...
L: Ben de duydum...
D: Valla mı?
L: Dur şimdi, anlatırım sonra...

 

ÖNCEKİ 2013'ün müzik açısından önemli 7 ânı SONRAKİ Dinleme Odası'ndan Haber Var
Bu yazıyı paylaş